Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Han Hanedanı Tarihi - Hsiung-Nu (Hun) Monografisi

Ayşe Onat

Han Hanedanı Tarihi - Hsiung-Nu (Hun) Monografisi Gönderileri

Han Hanedanı Tarihi - Hsiung-Nu (Hun) Monografisi kitaplarını, Han Hanedanı Tarihi - Hsiung-Nu (Hun) Monografisi sözleri ve alıntılarını, Han Hanedanı Tarihi - Hsiung-Nu (Hun) Monografisi yazarlarını, Han Hanedanı Tarihi - Hsiung-Nu (Hun) Monografisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Hsien-yünler yüzünden evimiz, ailemiz dağılmıştır. Hsien-yün [tehlikesi] çok acildir, zaman geçirmeden savunma yapılamaz mı?"
Sayfa 2 - TTK yayınları - Bu beyit "Hsiao-ya Tsai-wen" adlı şiirden alınmıştır.Kitabı yarım bıraktı
Güçlüler [etin] yağlı ve güzel kısmını, yaşlılar ise onlardan arta kalanı yerdi. Güçlü ve sağlıklı olanlara değer verilir, yaşlı ve zayıflar hor görülürdü.
Sayfa 1 - TTK yayınlarıKitabı yarım bıraktı
Reklam
Kazanacaklarını [anladıklarında] ilerler, kaybedeceklerini [sezdiklerinde] geri çekilirler [ve] kaçmaktan utanmazlardı.
Sayfa 1 - TTK yayınlarıKitabı yarım bıraktı
Sol İ-chih-tzu Beyi Hu-han-yeh için [bir] plan yapmış, saraya gidip Han'ın hizmetine girerek Han'dan yardım istemelerini, ancak bu şekilde Hsiung- nu'ların huzura kavuşabileceğini önermişti. Hu-han-yeh devletin ileri gelenlerine görüşlerini sorunca, hepsi şöyle demişti; "Olmaz. Hsiung-nu'ların geleneğine göre, esasen güçlü olmak yüceltici, hizmet etmek [ise] küçültücüdür. [Hsiung-nu'lar] at üzerinde savaşarak devlet kurmuşlar, dolayısı ile bütün kavimler arasında saygınlık kazanmışlardır. Kahramanlar savaşta ölecektir. Bugün kardeşler devletin [başına geçmek için] savaşmaktadırlar. Büyük kardeş [başarılı] olamazsa küçüğü olacaktır. [Bunlardan biri] ölse bile saygınlığı kalacak, [onların] oğulları ve torunları her zaman devletlere hakim olacaklardır. [Bugün] Han [devleti] güçlü olsa bile Hsiung-nu'ları kendisine katamaz. Neden atalarımızın eski uygulamalarını bozarak Han [devletinin] hizmetine girelim, eski Ch'an-yü'leri küçük düşürerek diğer devletlere karşı gülünç olalım? [Belki] bu şekilde huzura kavuşabiliriz. Ancak, bütün kavimler üzerinde yeniden nasıl hakimiyet kurabiliriz?"
Hsiung-nu adetlerinde, görüşmeye gelen Han elçisi asillerden olmayıp okumuş alim kişilerden biri ise, ikna etmek İstediğini düşünerek tartışmayı keserler, genç biri ise suikast amacıyla geldiğini düşünüp onun cesaretini kırarlardı.
Hsiung-nu yasalarına göre, Han elçileri asalarını bırakmadan, yüzlerine dövme yaptırmadan hükümdarın çadırına giremezlerdi.
Reklam
[Imparatoriçe] Kao-hou'nun Mete Han'a mektubu
"Ülkem korku ve endişe içindedir. Günler geçtikçe kendi kendime düşünüyorum. Yaşlandım, nefesim daralıyor, saçlarım ve dişlerim dökülüyor. Yürürken adımlarım düzensizleşti. Ch'an-yü! Yanlış duymuş olmalısınız, ancak kendinizi aşağılanmış hissetmeyiniz. Ülkemin [bir] suçu yoktur. [Bunu] böyle kabul ederek bizi affetmenizi rica ederim. Bendenizin sahip olduğu iki takım atla çekilen iki imparatorluk arabasını gün kullanabilmeniz için sunuyorum.”
[İmparatoriçe] Kao-hou büyük [bir] öfke ile Başdanışman [Ch'en] P'ing'i, Fan K'uai, Chi Pu ve diğerlerini huzuruna çağırarak, elçinin boynunun vurulması ve [Hsiung-nu'lara karşı] saldırıya geçilmesi konusunda [onlara] fikirlerini sormuştu. Fan K'uai, "ben, 100.000 kişilik ordumla Hsiung-nu [ülkesini] bir baştan bir başa geçmeye talibim" demişti. Chi Pu'ya sorulduğunda [ise] Pu şöyle cevap vermişti: "K'uai'ın kafasının uçurulması gerekir! Daha önceleri Ch'en Hsi, Tai'da isyan ettiğinde Han ordusu 320.000 kişiydi. K'uai, Mareşal idi. O sırada Hsiung-nu'lar, P'ing-ch'eng'da [İmparator] Kao-ti'yi kuşattığında K'uai kuşatmayı kıramamıştı. Bütün ülkede; 'P'ing- ch'eng şehrinin [duvarları] dibinde gerçek [bir] acı var! Yedi günden beri yiyecek yok, [hiç kimse] yaylarını kullanamıyor.' şeklinde şarkılar söylendi. Bu şarkıların sesleri bugün [hala] kesilmemiştir. Yaralarımız yeni yeni iyileşmeye başlamıştır. Ancak, K'uai, 100.000 kişilik ordusu ile bir taraftan girip diğer taraftan çıkacağı şeklinde saçma sapan sözler söyleyerek ülkeyi sarsmak istiyor. Bu, açıkça [bir] aldatmacadır. Ayrıca İ ve Ti [kavimleri] tıpkı vahşi hayvan gibidir. Onların güzel sözleri ile sevinmeye; kötü sözleri ile öfkelenmeye değmez."
Savaşta, adam öldürenlere veya esir alanlara [bir] kap içki verilerek mükâfatlandırılır, ele geçirdikleri ganimetler kendilerine verilir, yakaladıkları kişiler köle yapılırdı. Bu sebeple savaşta, herkes kendi çıkarı için dövüşürdü. Düşman askerlerini üzerlerine çekip etraflarını sarmakta ustaydilar. Dolayısıyla, [düşmanı gördüklerinde] ganimet elde etmek için kuş sürüleri gibi üşüşürler, zor durumla karşılaşarak yenildiklerinde bulutlar gibi parçalanıp dağılırlardı. Savaşta öleni getiren, onun bütün mallarına sahip olurdu.
Ölü gömülürken iç ve dış tabutlar kullanılmakta, [içlerine] altın, gümüş ve giysiler konmaktaydı. Ancak [mezarın üstüne] toprak yığıp tümsek yapmazlar, ağaç dikmezler ve cenaze giysileri giymezlerdi.
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.