Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fıkhu Ehli’l-Irak ve Hadîsuhum

Hanefî Mezhebinde Fıkıh ve Hadis

Muhammed Zahid el-Kevseri

En Yeni Hanefî Mezhebinde Fıkıh ve Hadis Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Hanefî Mezhebinde Fıkıh ve Hadis sözleri ve alıntılarını, en yeni Hanefî Mezhebinde Fıkıh ve Hadis kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Istihsân
... Fakat kıyas ve istihsânın her ikisi de hayırlıdır. Her ikisini de kabul edenlerin kastettikleri mânâ açısından hiçbiri geçersiz değildir. Aksine kıyası kabul edenlerin istihsân hakkındaki ihtilafları sadece lafzîsir.
Sayfa 44 - Imam Muhammed Zahid el-KevseriKitabı okudu
Züfer [anlatmaya] şöyle devam etti: “Bir gün Ebû Hanîfe Ebû Yûsuf’a şöyle dedi: Yazıklar olsun sana ey Ya’kûb! Benden duyduğun her şeyi yazma. Zira ben bugün şu görüşte olur, yarın onu terk ederim. Yarın da bu görüşte olur, ertesi gün onu terk ederim” Bak! O, gerekli araştırmayı yapmadan önce talebelerinden biri meseleleri tedvin etme noktasında acele ettiğinde onları nasıl da men ediyor!
Reklam
Gariptir ki, alimlerin yetiştiği gibi yetişmemiş bazı dergi sahipleri, aslı ve fer'i bilinmeyen bir mezhebe davet için dergilerini hitap edilen minber edinmiştir.
İbn Hazm, fakihleri ehl-i re'y ve ehl-i hadis şeklinde iki grup olarak tasavvur etmektedir. Böyle bir ayırımın hiç aslı yoktur ve bu hiç kuşkusuz Ahmed b. Hanbel'in mihnesinden sonra birtakım cahil nakilcilerin ifadelerinden etkilenme sonucunda sonraki dönem bazı şaz kimselerin hayalinden ibarettir.
"Ebû Hanîfe talebelerinden bağımsız olarak başına buyruk hareket ederek değil, dinî konularda yaptığı içtihadın, Allah'a, Rasûlullah (s.a.v)'e ve Mü'minlere karşı gösterdiği aşırı samimiyetin sonucu olarak mezhebini aralarındaki istişareyle ortaya koymuştur. O, meseleleri tek tek ortaya koyar, onların elindeki malumatı dinler ve kendi görüşünü söyler, konu hakkındaki görüşlerden birinde karar kılıncaya kadar bir ay yahut daha fazla [bir süre] onlarla münazara eder, sonra Ebû Yûsuf onları usûle yazardı. Böylece [mezhepte kabul gören] usûlün tamamı kayıt altına alındı. Bu usûl, mezhebinde tek başına kalıp onu kendisi oluşturan ve mezhebinde sadece kendi görüşüne müracaat edenlere itibarla; evlâ ve daha doğru, hakka daha yakın, kalplerin kendisinde daha fazla sükûna erdiği ve hoşlandığı yoldur."
Sair mezheplerin hilafına Ebû Hanîfe'nin mezhebinin en bariz vasfı, Sahâbe'ye varıncaya kadar bir cemaatin diğer cemaatten aldığı bir şûrâ mezhebi olmasıdır. Diğer mezhepler ise kendi imamlarına ait görüşlerin yekûnundan ibarettir.
Reklam
'Ebû Hanîfe insanların en fakihidir.' İmam Malik'e Ebû Hanîfe'yi gördün mü?' diye soruldu da bunun üzerine o, 'Öyle bir adam gördüm ki eğer seninle şu direğin altın olduğu hususunda tartışsa mutlaka delilini getirir' dedi. İmam eş-Şâfi'i de şöyle demiştir: "İnsanlar fıkıhta Ebû Hanîfe'ye muhtaçtır."
Ebu Hanîfe ve talebelerinin terkettikleri haberlerde mevcut olan [sıhhati] zedeleyici illetlere dikkat etmemişler de bu sebeple onları re'y için hadisleri terk eden kimseler zannetmişlerdir.
Sayfa 37 - Hanefîler bazı hadisleri re'y için değil, haberde illetin bulunmasına binaen terk etmişler.Kitabı okudu
Ehl-i hadise gelince onlar sadece nakledici râvilerdir. el-A'meş tarafından ifade edildiği üzere: Fakihler doktor olduğu gibi onlar da eczacılardır.
Yeterli araştırma yapmamak, aslında güçlü bir delili bulunan meseleyi sanki delili yokmuş gibi gösterir. Hevânın peşinden gitmek ise din ehlinin imtina edeceği bir taassuptur.
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.