Ahmet Elden esniyor, yorgun. Aradığı bir şey var. Akşamdan beri arıyor, bulamıyor. Bazı bazı bulduğunu sanıyor, sonra hemen anlıyor ki, yanılmış. Bir eksiklik, bir boşluk, öyle bir şey. İçinde bir şeyler köpürüp taşar, dipdiri duyarsın da söyleyemezsin hani, öyle işte. Daha çok bir eksiklik.