Fatma Yavuz’u esas olarak “insanlığı” ile tanıdık aslında. Daha önce “uzak” olduğu hayatlar ile tanışıyor; onların acılarına, yasına, yaşadıklarına ortak olmaya çalışıyor; öteki seslere ses verirken geleceğe de umut taşıyordu. Kısmaya çalıştılar o sesi... Önce çalıştığı kurumdan ihraç ettiler, sonra linç korosu ile sindirmek istediler. Elbet susmadı Yavuz, susmayacak da...
Bu kitap o sesin derli toplu bir hikâyesi ve direngen duruşudur. Aynı zamanda tarihe düşülen ibretlik bir not, geleceğe bırakılan anlamlı bir mirastır. Bu yanıyla “Hangi Diyanet? / Bir Aforozun Öyküsü” bir kitaptan çok daha fazla bir anlam taşıyor. Tarih ve yaşananlar şahit buna.
Aydın Tonga
Fatma Yavuz büyük, çok büyük cesaretle sorguluyor yüzlerce yıllık öğretiyi. Bir insan, bir kadın olarak adaleti, eşitliği savunmak üzere yorucu, hırpalayıcı bir yolculuğa çıkıyor. Bu yolculukta, akıl ve düşünceyi kalın duvarlarının arasında tutmaya çalışan kurumsal ve bireysel iktidarların, topyekûn aynı dili konuşarak nasıl da karşısına dikildiklerini anlatıyor.
Fatma Yavuz’un cesur hikâyesi akıl, vicdan ve dogmayı yeniden sorgulayacağımız bir ibret vesikasıdır.
Sabâ Altınsay