Hasan El Benna sözleri ve alıntılarını, Hasan El Benna kitap alıntılarını, Hasan El Benna en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1. Namaz Kılarken Allah'ın huzurunda olduğunu düşünmek
2. Kur'an'ı anlayarak kıraat etmek.
3. Namazın Allah ile buluşma anı olduğunun farkında olmak
4. Namaz kılarken o namazın son namazımız olduğunu düşünmek
5. Namazda yapılan hareketlerin manasını düşünmek
6. Namaz dışındaki vakitleri de hayır-hasenatla geçirmeye gayret etmek
7. Çevremizde huşuya engel olacak şeyleri ortadan kaldırmak.
8.Namaza başlamadan önce manevi olarak namaza hazırlıklı olmak.
Kur'an okurken en güzel yol, en güzel yöntem hem Arapçasından okumak hem de meal ve tefsirinden okumaktır. Kur'an, sadece sevap almamız için değil aynı zamanda anlayıp, yaşayıp tebliğ etmemiz için gönderilmiştir. Dolayısı ile sadece meal tefsir okuyarak Arapça okunmasını terk etmek de yanlıştır. Aynı şekilde sadece Arapçasını okumak ile yetinip meal ve tefsir okumayı terk etmek de yanlıştır.
Yeryüzünde iki yapı sadelik konusunda çok önemlidir. Birisi Kâbe ve diğeri de Mısır'daki piramitler. Piramitlere baktığımız zaman, yukarıdan aşağı doğru bir genişleme var. Alt kısımdan köleliği, yukarı doğru sınıf altlamayı ve en yukarıda tek bir kişiyi, diktatörlüğü temsil etmektedir piramitler. Kâbe'ye baktığınız zaman hangi yöne çevirirse-niz çevirin, hep aynıdır. Bu iki yapı iki toplumu temsil ediyor batı toplumunu piramitler İslami toplumu ise kabe temsil ediyor.
Şuurlu bir Müslüman evvela ve öncelikle dünyaya geliş gayesinin idrakinde olmak mecburiyetindedir. Müslüman, "kulluk" şuuruna erdiğinde, kendisi için dünyadaki tek önceliğin Allah (cc) olduğunu idrak eder ve her ne yapacak olursa; acaba O razı mı? Sorusunu sorarak teşebbüste bulunur. İslam şuuru ile nurlanmış kafada; din-dünya-siyaset-ticaret... ayrılığı olmaz. Müslümanlık mevsimlik bir din olmadığı gibi, bulunulan ortama ve şartlara göre giyilip çıkarılacak
bir kostüm de değildir.
19. yüzyılda İngiltere, Osmanlı devletinin gerilemesini fırsat bilerek Mısır'ı işgal etti. Bu işgal sadece toprağa yönelik bir işgal değildi aynı zamanda kültürel idi. Asıl tehlike olan kültürel işgaldir. İbn-i Haldun'un dediği gibi "mağlup kavimler galipleri taklit ederlerdi.” Kurtuluşu kayıtsız şartsız batı taklidinde gören sözde aydınlar, toplumun dokusu ile oynuyorlardı.