Bir anda, her şey yerli yerine oturdu...
Yeni bina planları, tam da Marley yanına taşındıktan sonra ortadan kaybolmaya başlamıştı. Zaten o, şirketinin eski bir çalışanıydı. Tüm zamanını kendisine ayırması için işten ayrılmasını kendisi istemişti, ama datalarına erişimini, ofisine giriş çıkışını yasaklamak aklından bile geçmemişti. Chrysander, kendini aptal gibi hissediyordu. Bugün Stavros arayıp da, Marley'in ortadan kaybolduğunu söylediğinde, dikkatsiz davrandığı için endişelenmişti. Gün içinde birkaç saat boyunca Marley'in nerede olduğu belirsizdi ve şimdi ofisinden çalınan dosyalar, nasıl olduysa onun çantasından çıkıyordu. Elinde bulduğu kanıtlarla, hışımla odaya girdi.
Marley gözyaşlarıyla ıslanmış yüzünü kaldırıp, genç adama baktığında görebildiği tek şey, güvendiği kadın tarafından aldatılmış bir adamdı...
YALANLAR ÜSTÜNE AŞK - JENNIFER LEWIS
Saate baktı. Neredeyse dokuz olmuştu. Anlaşılan o ki reklâm şirketlerinin çalışma saati farklıydı.
Yatakta sağa sola bakınırken Gavin'in çalışma masasındaki telefonun çaldığını duydu. Cevap vermeli miydi? Burası artık onun da eviydi ama çalan, ev telefonu değil, çalışma odasının telefonuydu. En iyisi işi, telesekretere bırakmaktı. Tam odadan çıkmak üzereydi ki telesekretere bırakılan mesajla duraksadı.
“Günaydın Gavin. Yoksa oğlum mu desem?”
Bu babasının sesiydi! Neden aramıştı Gavin'i? Konuşmak için arkasını döndü. Telefonu eline alacaktı ki babasının söyledikleriyle olduğu yerde öylece kaldı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Bree'yi bekleyen sürpriz neydi?
