Hay Sultan kitaplarını, Hay Sultan sözleri ve alıntılarını, Hay Sultan yazarlarını, Hay Sultan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aile reisinin aile fertlerini sohbette cem etmesi Allah Resulünün sünnetiydi. Bunun için mi manevi bir tat inerdi bu sohbet halkasına? Akşamın feyzi dökülür, baba baba olur, anne anne olurdu. Çocuklar bu sohbet halkasında terbiye oluverirdi. Çocuk, örnek modelleri tanırdı. Babanın, annenin dünyasına girerdi. Acaba Allah, kış gecelerini bunun için mi yaratmıştı? Geceleri uzun olsun, soğuk olsun, herkes birbirine tutunsun, aile cem olsun diye mi? Peygamberimiz bunun için mi "Kış, müminin bayramıdır." manasında buyurmuştu?
Hz.Ali:
"Güzellik, giyilen elbisenin insana kazandırdığı güzellik değildir. Hakiki güzellik, ilim ve edep güzelliğidir" demiş.
"Edebin üç temel esası vardır. Edeb-i şeriat, edeb-i hizmet, edeb-i Hakk sırları olmadan kişide edep natamam olur."
(...)
"Kişi Rabbin isteklerini tam bilmiyorsa, edeb-i şeriattan uzaktır. Bildiklerini öğretmek konusunda gayret göstermiyorsa, edeb-i hizmetten uzaktır. Kişi sebeplere takılıp her şeyi Rabbinden görmüyorsa da edeb-i Hak'tan uzaktır."
(...)
"Edebin ilk vurduğu yer dildir. Gereksiz konuşmalardan uzak durmak edeb-i dildir.
Edeb-i dilden nefisteki edebe geçilir. O da az yeme ve az içme ile nefsi edep noktasına çekmedir.
Üçüncü aşamada duygu ve hayalleri edeplendirme gelir. Hayale bile Huzur-u İlahi'de olduğunu düşündürerek hareket ettirmektir ki, bu aşamada edeb-i kalp, edeb-i ruh ve edeb-i duygu hâsıl olur."
Çocuğun dünyasına bir manevi şahsiyetin dökülmesi ne denli önemli ne denli kalıcı izler ve hayatında ne denli koruyucu bir etki olduğunu şimdi anlıyorum. Odada kış sohbetlerinin büyüsü. Gündüze inat geceler uzun. Babam her bir kelamını sanki geçmişten bir şeylerin ellerinden tutup koşarak kalplerimize getiriyor. Gelenler merakım oluyor. Babam kelamla çocuklarının kalplerine ekim yapıyor. Muhammedî güller ve her asrın günlerinden fideler dikiyor. Babamın soluğunda altı yavru Bağdat sokaklarına dökülüyor...
Bir yerde siyasi kargaşa varsa halkın kalbinde ve imanında da karışıklık var demekti. Önce kalpleri tutmak gerekirdi. Düzeltme, bozulan yerden başlardı. Kalpte kokuşma varsa kokusu siyasi daireden çıkardı. Kalplerden başladım.
Siyasi çalkantılar akılları, felsefi akımlar nefisleri karıştırdıkça karıştırıyordu. Karışıklık kalplerde başlardı da yansıması da tekrar kalplere düşerdi.