Çok popüler olan kitaplara hep küçük bir korkuyla başlarım, acaba ben de o kitabı herkes gibi sevecek miyim diye. Nitekim bu kitapta da öyle oldu. Ama ben bu sefer herkes gibi sevemedim...
Dram ve gençlik türünde olan bu kitap, iki gencin yaşama mücadelesiyle, bu süreçte kendi aralarında yaşadıkları olayları konu ediniyor. İkisinin de kendine göre yaraları, ve sebepleri var.
“Yaşamayı, ölmek isteyen bir çocuktan öğrenen kızın hikayesi..." konuyu tam olarak özetliyor...
Artık kitaba büyük beklentiyle başladığımdan mı bilmiyorum ama, kitap beni etkilemesi gerektiği gibi etkilemedi. Ki ben dram / duygusal kitapları okumayı çok severim, şahsen de duygusal bir insanımdır ve hemen duyguya girip ağlayabilirim. Ne kitabın sonunda ne de ortasında böyle bir şey olmadı.
Konu ve kurgu kötü mü? Hayır. Ama işleme şekli çok çok daha güzel bir şekilde olabilirdi. Bir kitabın konusu klişe bile olsa, yazar dokunuşuyla cümleleri bir bir içimize işleyerek hayran kalacağımız bir eser ortaya çıkarabilir. İşte bu kitapta onu hissedemedim. Belki kitabı çok daha öncelerde okusaydım daha çok beğenebilirdim.
Oysa ki yazarın kitabın sonunda yazdığı notu beni çok etkiledi, kitabı okursanız eğer orayı da okumadan geçmeyin derim.
Kitapta karakter olarak ise en çok Finn'i sevdim diyebilirim. Derin kişiliğiyle, dışarıdan bakıldığında anlaşılmayan ama o güçlü duruşu, çok hoştu.
Daha önce daha iyi, ve daha çok sevdiğim dram kurgusuyla karşılaşıtığımdan dolayı benim için ön sıralarda yer alamadı, ama yakında çıkacak olan filmini izlemeyi düşünüyorum.
Eğer kitap elinizdeyse siz yine de bir şans verebilirsiniz, iyi okumalar dilerim.