Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hazar Yahudi Tarihi

Douglas Morton Dunlop

Hazar Yahudi Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Hazar Yahudi Tarihi sözleri ve alıntılarını, Hazar Yahudi Tarihi kitap alıntılarını, Hazar Yahudi Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Theophanes’in aktardığı bilgilere göre Bulgarlar (Onogundur-lar), liderleri Kubrat önderliğinde Kuban bölgesinde güçlü bir biçimde organize olmuşlardır. Kubrat, 650 dolaylarında öldüğünde geride kalan beş oğluna birlik içinde olmalarını ve bağımsız bir hükümdarlık kurmamalarını emrederek sahip olduğu toprakları bıraktı, ama oğulları bu tavsiyeye uymadılar ve büyük kardeş bay baba mirasını devralırken, diğer kardeşler ayrılıp gittiler. İkinci kardeş Kotragus Don nehrini geçip Batbay’ın bölgesinin karşısına yerleşirken, üçüncü kardeş Asparuh, Dinyester’in batısındaki bölgeleri işgal etti. Dördüncü ve beşinci kardeşler ise Tuna’yı geçerek uzaklara gittiler. Bundan dolayı Theophanes tarafından “Sabık Sarmatya’daki Berzilya’dan çıkan büyük bir ulus” olarak tanımlanan Hazarlar, Karadeniz bölgesine yayılarak hâkimiyet kurmuş ve bölge halkını vergiye tabi kılmışlardır.176 Bu büyük değişim, Asparuh’un Tuna’yı geçip şimdiki Bulgaristan topraklarını fethetmesiyle 679 yılında gerçekleşmiştir.
Hazar Kağanları Fağfurlar ve Şâhenşâhlarla denkti.
Dolayısıyla burada bizi ilgilendiren konu Semerkandî’nin Hazarları ne şekilde sunduğudur. Arap ve Fars kaynaklarının yanı sıra diğer eserlerde görüldüğü üzere, Hazar kağanı İslam öncesi dönemin büyük hükümdarı olarak geçer ve Çin ve Sâsânî hükümdarlarıyla aynı düzeydedir. Bu şekilde gerçekliği tam olarak ispat edilmeyen yazılarda gördüğümüz kadarıyla, eski Hazar kağanının büyüklüğü konusu genel olarak sabittir. O, burada kendisini müziğe ve şaraba vermiş bir dinsiz veya gayr-ı müslim şeklinde resmedilir. Sonraki dönem Hazar kağanlarında görülmeyen biçimde etrafı cariyelerle çevrelenmiş ve toplumdan tecrit edilmiş bir yaşam sürmüştür. Ayrıca Arap prensi ona oldukça hürmetkâr bir biçimde davranmaktadır. Dahası o, bilgili ve içtendir ve basit bir mantık çerçevesinde insan ilişkilerini sürdürmektedir. Ancak bütün bunların, tarihî gerçeklikle hangi boyutlarda örtüştüğünü söylememiz mümkün değildir.
Reklam
Rus kroniklerinde ve Bizans kaynaklarında Hazarların dini ve dini grupların oranı hakkında hiçbir kayıt da olmadığı halde, komplo teorisyenlerin bu tür safsataları kime sempatik görünmek için uydurdukları veya bu safsataların kimler tarafından ortaya atıldığı merak edilmeye değer. Peki devletleri yıkıldıktan sonra Hazarlara ne oldu? Arap kaynaklarına ve elinizdeki kitapta da belirtildiğine göre, bir kısmı yurtlarına geri dönerek hayatlarını sürdürdüler. Bir kısmı Artamonov’un tabiriyle “Yahudi kılıklı parazit bir zümreye” dönüştü; bir kısmı ise Rusya içlerine dağılarak, Rusların dini takibatlarından kaçtıkları için “brodnik” dedikleri, daha sonraları “Kossak” (Kazak) denilen halkın nüvesini oluşturdular.
Benim görevim, mevcut malzemelerden faydalanarak, Hazar ulusu ve devletinin mirasını bir bütün haline getirmekti. Harici olarak çalışmamda kullanmış olduğum belgeler, Prof. Kahle’nin Oxford’dan göndermiş olduğu İstahri ve Mesudi’nin el yazmaları, yine Prof. Kahle’den temin ettiğim İspanyol coğrafyacı İbni Said’e ait Hazarlarla ilgili kısa
“Yosef’in Cevabı” başlıklı belgede Hazarların yeni fethettikleri bölgeye gelmeden önce nerede yaşadıkları konusunda bilgi verilmemektedir. Theophanes, daha önce de bahsedildiği üzere, onların “Sabık Sarmatya’daki Berzilya içlerinden” Onogundurlar üzerine yürüdüklerini kaydetmektedir. Nicephorus, Berzilya yerine Berylia sözcüğünü kullanmaktadır.186
Semitik çıktık iyi mi
Bazı hikayeler Hazarları İbrahim ile ilintilendirmektedir. Poliak, İbni Sa’d ve Taberî’den, Keddura’nın oğulları ile kağanın da bahsinin geçtiği Hazarlar arasında, Horasan’da gerçekleşen bir buluşmanın öyküsünü aktarmaktadır. Bu durum aslında Temim ibn el-Bahr’ın Uygurların yaşadıkları ülkeye yaptığı yolculuğun bir bölümü olan ve Hişam el-Kelbî’ye kadar giden, İbn el-Fakih’e ait Meşhed yazmalarında da görülmektedir.54 Zeki Velidi, bu noktaya Hazarların erken dönemlerde bu bölgede bulunmuş olduklarının bir göstergesi olabileceği için önem vermektedir. Benzer şekilde Cahiz, Horasan’a yerleşmiş olan Keddura ve İbrahim’in oğullarıyla ilgili efsaneden bahsetmiş, ancak Hazarlardan söz etmemiştir. El-Dimaşki, bir görüşe göre Türklerin, babaları Arap soyundan gelen İbrahim ve Keddura’nın oğulları olduklarını söylemektedir. İbrahim’in diğer oğullarının torunları olan Soğdlar ve Kırgızlar ise Amu-derya’nın ötesinde yaşamaktadırlar. Dimaşki, bu soy kütüğüne fazla itibar etmemektedir.
Reklam
Hazar tarihine ait en erken olay, “Yosef’in Cevabı” isimli İbra-nice belgede Hazarlar’ın W-n-nt-r isimli bir halkı yenmesi ile ilgilidir. W-n-nt-rler sayıca Hazarlardan daha fazla olmalarına rağmen onlar karşısında tutunamazlar ve Hazarlar onları Tuna nehrine kadar takip ederler. Kurtulanlar ise yazarın yaşamış olduğu dönemde bahsi geçen bölgede yani Hazar sınırının ötesinde ve “Constantinople yakını”nda yaşamaya başlarlar. Bunun Theop-hanes tarafından anlatılan hikâyenin bir türevi olduğu muhakkak. X. Yüzyılda kaleme alınan Hudud el-Alem’e göre Kafkaslarda W-n-nd-r adında bir halkın bulunması, İbranice yazmada Ono-gondur sözcüğünün W-n-nt-r şeklini aldığı görüşünü makul kılmaktadır. Yine bunlar Bulgar kalıntısı olarak da düşünülmekte-dir. W-n-nd-r ile ilgili olarak Gardizi’de N-nd-r, belki aynı zamanda İbn’ül Esir’de W-b-nd-r, Hafız-ı Ebrû’da N-ndh-rwayh ve Mesûdî’de W-l-nd-r şeklinde yakın ifadeler bulunmaktadır. Bu sözcüklerin yaklaşık tamamı muhtemelen Bulgarların eski isimlerine işaret etmektedir.
Müslüman yazarlar, Hazarların ortaya çıkış tarihine ışık bilecek ciddi miktarda kaynak sunmaktadır. Bunların bir kısmı, Arapların İran’ı fethi öncesi yazılmış olan Pehlevice kaynaklardan yararlanmaktadır. Arap ve Fars yazarların Hazarlar hakkında söyledikleri şeyler eski dönemler de dâhil olmak üzere oldukça kayda değerdir. Hazar Devleti’nin Kuzey Kafkasya’da gelişmekte olduğu dönemde yazılan bu kaynaklar, onları Orta Asya’da Müslümanlarla ilk çarpışan Türklerden farklı ele almaktadır. Ancak Hazarların çağdaşlarıyla ittifak oluşturduklarını vurgulayan bir pasaj da dikkate değerdir.
Çince kaynaklarda “Çenestan Çepetuh”, “Hakan-ı Çin”, Hazar bölgesindeki Çin faaliyetleri gibi konular ve Sincibu ile ilgili tartışmalara açıklık getirecek bir ipucu bulunmamaktadır. Bununla birlikte söz konusu kaynaklardan, dokuz Uygur kabilesinden altısının Ko-sa olarak adlandırıldığı anlaşılmaktadır. Ko-sa terimi, K’o-sa=Hazarlar terimi ile aynı mıdır? Bu oldukça ilginç bir denklemdir. Ko-sa’nın Şa-t’o Türkleriyle bağlantılı olduğunu söyleyen E.H. Parker “T’ang hanedanı tarih yazmalarının (T’ang-şu’nun aktardığı pasajı kastediyor) Arapların kuzey doğusunda bir Hazar ırkından bahsetmesinden yola çıkarak, onların batıya göç etmiş olacaklarını” söylemektedir. Bu durumda Parker’e göre Şat’o Türkleri, Batı Türkleri’dir. Paul Pelliot bu konuda bazı yazarları ve bir takım verileri kanıt göstererek Uygur kabilesi olan Ko-sa’nın Hazar ile aynı olduğunu söylemektedir.
Hazarların eski dönemleriyle ilgili Arap ve Fars kaynaklarından şimdiye kadar fazlaca bir bilgi edinebilmiş değiliz. Özellikle Hüsrev Anuşirvan olmak üzere çeşitli Pers hükümdarları ile Hazarlar arasında bağ kuran Müslüman yazarlara ait pasajların bu probleme ve Hazarlara ışık tutup tutmayacakları merakla beklenmektedir. Keyhüsrev zamanında Türkler üzerine düzenlenen bir seferden söz edilmektedir. Buna göre Keyhüsrev’in kumandalarından birisi Hazar ülkesi üzerinden Türklerin ülkesine doğru yol almıştır. Ancak bu tarih, İskender’in ve aynı zamanda yanlış bir biçimde Türk bahsinin geçtiği hikayenin döneminden oldukça erkendir. Taberî ve İbni Belhî’ni aktardığı hikaye ise daha geç dönemli bir buluştur.
217 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.