Tüm bu genç oğlan ve kızlar için, yani Martin, Jean-Paul, Simone ve Elfride için, iki savaş arasında, çılgın 1920’lerdeyiz, eski adetlerin sallantıda olduğu, yeni bir çifte ve bunun arzuların değişkenliğiyle olan ilişkisine dair yeni bir vizyonun din ve aile baskısını bozduğu bir zamanda. Bu, her şeyin ötesinde, varoluşçuluğun; hal ve tavır özgürlüğü, seçim gücü ve toplumsal verilerin durgunluğu arasındaki bu yeni iletişimin sahasıdır.