Rize ve Artvin tarafında yaşayan Hemşinlilerin köy/yayla hayatına odaklanan ve bir çırpıda biten, iyi bir öykü derlemesi. Edebi yönü bir tarafa, Hemşinliler hakkında çok önemli bir etnografik kaynak olmuş.
Yaramazlık başkasının sizi koymak istediği kalıptan çıkmak istemektir, sizin için dikilmiş sınırlardan dışarı çıkmaktır. Bir çeşit karşı çıkıştır yaramazlık.
Yaramazlığın karşısındaki uslu olmaktır, yani akıllı olmak. O yüzden "Aklını başına al!" derler yaramaz çocuklara. Akıl ama hangi akıl? Akıllı olmamızı isterken hangi akıldan söz ediyorlar? Kimin aklından? Bu lafı biraz kazıdığımızda altından otorite çıkar. Onun için ben yaramaz çocukları severim. Kendi aklının peşinden koşarlar yaramaz çocuklar.
Yaramaz çocuk özgür çocuktur biraz da. Yaramaz çocuklar soru sorarlar habire. Merak ederler. Kolay inanmazlar. Yaramaz çocuk "Neden?" diyebilen çocuktur. Bir şeyi "Yapma!" dersen hemen sorar:
"NEDEN?"
...
O kendi bildiğinin dışında bir şey bilmezdi. Onun için, Ermeniler Hıristiyandı, Türkler Müslüman. Biz de Müslüman olduğumuz için Türktük! Amcam kendinden kaçmanın yolunu bulmuştu..
İnsan insana meramını dille anlatır. Gülünecek şeyleri, ağlanacak şeyleri dille anlatır. Özlemlerini, sevgilerini dille anlatır. İnsan yaşadıklarını bir dille yaşar. Ve bu yaşadıklarını yaşadığı dille anlatır en güzel.
Yaşasığımız coğrafyanın çok kültürlü olduğunun, ne derece manevi bir zenginlik arz ettiğinin malesef farkında bile değiliz. İnsanlığın varoluşsal evriminin gerçekleştiği geniş bir coğrafya muazzam bir zenginlik getirirken biz insanlar bunu yok ediyoruz. Ümit burnundan tutun da, arap yarım adasına ordan mezopotamya ya ortadoğu coğrafyasından dicle