Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hepimiz Tehlikedeyiz

Pier Paolo Pasolini

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Hayatın, kendi hayatının anlamını yitirdiğini hissettiğin anda, dünyada hayat aynen devam eder, hatta mutlu bile sayılır dünya hayatı.
Ben sinemanın, kendi gösterge biliminin bizzat gerçekliğe ait göstergeler dizgesinin oluşturduğu muhtemel gösterge bilime tekabül eden bir göstergeler dizgesi olduğunu farkettim. Böylece sinema benim gerçeklik düzeyinde, gerçekliğin yanı başında kalmamı sağladı. Bir film yaptığımda gerçekliğin içinde yer alırım, ağaçlan arasında ya da sizin gibi insanların içinde; edebiyatta olduğu gibi kendimle gerçeklik arasında konvensiyonel ya da sembolik bir filtre yoktur. Bu yüzden pratikte sinema benim için gerçekliğe duyduğum sevginin infilakı olmuştur.
Reklam
Zorunlu okul, insanı küçük kentsoyluluğa alıştıran yerdir. Orada, insana yararsız, sersemce, yanlış, ahlakçı şeyler öğretilir; hem de en iyisinde bile (okulların, televizyonun, kendi kendisini yönetmesi, merkezilikten çıkması istendiği zaman, düpedüz kandırmaca yapılmaktadır) . Ayrıca, bir kavram ancak kendi yayılma ve derinleşmesini içinde taşıdığı zaman canlıdır. Biraz tarih öğrenmek, ilerde gerçek bir tarih eğitimi görmeyi tasarlıyorsak anlam taşır. Yoksa kavramlar çürür: gelecekleri olmadığından ölü doğarlar, bir işçi ya da yoksul işçinin yerine, köle küçük kentsoylu yetiştirirler. Emekçi çocuğu, kendisini eldeğmemiş olarak bırakan, ilerde gerçek şeyleri anlamasına izin verecek yeteneklerle donatan eğitimden yoksun kalır.
fotoğrafı çekilmiş bir ağaç şiirseldir, fotoğrafı çekilmiş bir insan yüzü şiirseldir, çünkü kendi içinde fizikselliği şiirseldir, çünkü o bir görüntü, gizemlidir, müphemdir, çünkü çok anlamlıdır, çünkü bir ağaç bile dilsel sistemin bir imidir. İyi ama, ağaçtan kim konuşuyor? Tanrı ya da gerçekliğin kendisi. Böylece ağaç, bir im olarak bizim gizemli konuşmacıyla iletişim kurmamızı sağlar. Bu nedenle, nesnelerin doğrudan fiziksel yeniden üretimlerini sağladığı için, sinema özünde şiirseldir.
Benim dini inancım belki de yalmızca, mistisizme eğilimli bir psikolojik anormallik biçiminden ibarettir
Uzun bir zaman cinsel ve duygusal yaşamımın tümünün anneme beslediğim bu aşırı ve anormal sevginin bir sonucu olduğunu düşündüm. Ama çok kısa bir zaman önce babamla ilişkimin de çok önemli olduğunu farkettim. Hep babamdan nefret ettiğimi sanırdım, oysa gerçekte ondan nefret etmiyordum; bir çatışma içindeydik, şiddetli bir gerilim vardı aramızda. Bir sürü nedeni vardı bunun, en başta çekilmez, bencil, benmerkezcil, zalim, baskıcı kişiliğiydi babamın, öte yanda ise olağanüstü derecede naif bir insandı. Ayrıca bir ordu mensubu olması dolayısıyla milliyetçiydi; faşizmi dektekliyordu, ve bu aramızdaki çatışmanın başlıca nedenlerinden biriydi.
Reklam
Pasolini ile trajik sonundan birkaç saat önce yapılan son röportaj'dan
Su yükselir, masum bir sudur bu, ne denizin hırçınlığı ne de nehrin kollarının kötülüğü vardır bu suda. Fakat, herhangi bir nedenden dolayı alçalmaz da hep yükselir. Birçok çocuk şiirindeki, "yağmurun altında şarkı söylerken"deki sudur. Ama yükselir ve seni boğar. Eğer bu noktadaysak diyorum, zamanımızı oraya buraya bir etiket koyarak geçirmeyelim. Bu lanet olası suyun çıktığı noktayı bulalım, henüz hepimiz boğulmadan.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.