Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Her Kuşun Eti Yenmez

Emin Çölaşan

En Eski Her Kuşun Eti Yenmez Gönderileri

En Eski Her Kuşun Eti Yenmez kitaplarını, en eski Her Kuşun Eti Yenmez sözleri ve alıntılarını, en eski Her Kuşun Eti Yenmez yazarlarını, en eski Her Kuşun Eti Yenmez yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
272 syf.
5/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Emin Çölaşan'ın bu kitabı, "Kovulduk Ey Halkım unutma bizi" kitabının devamı niteliğinde. O kitap, çok etkileyici iken bu kitap, çok sayıda tekrara yer verildiği için kanaatimce "heder" olmuş.
Her Kuşun Eti Yenmez
Her Kuşun Eti YenmezEmin Çölaşan · Bilgi Yayınevi · 200882 okunma
272 syf.
7/10 puan verdi
Zaman zaman tekrara düşse de ülkede olan biteni yani tahmin ettiklerimizi bizzat yaşayan biri olarak otobiyografik tarzda yazıya dökülmüş bir eser. Bir çırpıda okudum. İyi okumalar dilerim.
Her Kuşun Eti Yenmez
Her Kuşun Eti YenmezEmin Çölaşan · Bilgi Yayınevi · 200882 okunma
Reklam
Ben Hürriyet'ten kovulduktan sonra "Başbakanlık çevresi", Tayyip'in en yakınlarından biri Karamehmet grubuna telefon etmiş ve "Bu adamı almayı sakın haa düşünmeyin, sonra aramızda sorun çıkar ve bunun zararını siz görürsünüz" demişti. Bu "rica" daha sonra sözlü olarak bir kez daha yinelenmişti.
Muazzam benzeşim
"Nedim Saban'dan Çölaşan'a adanmış bir Pavarotti yazısı" Yazının son bölümü: "İktidarlar gelir geçer. Tarih iktidarla birlikte gelip geçenlerin, iktidara geçirmeyi başaranların ölümsüz aryalarını sonsuza dek kaydedecektir. Bugün kralın soytarısı olanlara yarın hepimiz ağlayacağız. Bugün sesi kesilenleri ise büyük tenorlar olarak hatırlayacağız. Bu yazı Emin Çölaşan'a adanmıştır."
Bizim gibi bazıları baş eğmezken, bazıları da ikbali yağcılıkta buluyordu. Türk medyasında her çeşit insan vardı.
AKP gelene kadar Türkiye'de, bakın altını çizerek söylüyorum; normal gazetecilik koşulları geçerliydi. Hemen herkes, özgürce yazardı. Sansür, makaslama diye bir şey yoktu, çok istisnai bir hadiseydi. Otosansür yoktu. İnsanlar istediği gibi yazardı. Muhabirler haberlerini yazardı; ha onlardan kullanılanı olurdu, kullanılmayanı olurdu ama 'Aman iktidarı kızdırmayalım' diye o çocukların haberleri çöpe atılmazdı, köşe yazarları da özgürce yazardı. Niye? Genelde koalisyon hükümetleri vardı. Patronlar koalisyon ortaklarından biriyle kapışsa, ortaklardan diğeriyle arayı iyi tutarlardı ve böylece hiçbir sorun yaşamadan medya işlevini sürdürürdü.
Reklam
Şu gün, şu son yıllar itibarıyla Türkiye'de artık sağ-sol kavramı kalmamıştır. Birincisi, Türkiye'de ülkeyi bölmeye götüren akımlar vardır. İki, şeriat düzenine götüren akımlar vardır, üç benim de temsilcisi olduğum, içinde olduğum ulusalcı akımlar vardır.
Ali Nejat Ölçen'in yazısından
Aydın Doğan edindiği servet sayesinde görsel ve yazılı basında tekel oluşturmuş ve devletin petrol dağıtım ve satım kuruluşunu (POAŞ) alabilmiştir. Sanayici değil, pek çok sanayi kuruluşunun sahibi. Gazeteci değil, pek çok gazetenin sahibi. Petrolü görse tanımaz fakat devletin petrol kuruluşunu ele geçirmiş durumda. Tekelleşmenin bu denli sınırsız olduğu serbest piyasa ekonomisinin bir benzeri, başka bir ülkede görülemez. Ülkemizde görsel ve yazılı basını denetime alan ve uluslararası tekelci sermaye ile bütünleşen medya patronlarının tüm emekçileri, elbette tehdit altındadır.
Sayfa 103Kitabı okudu
Recep Tayyip kendi üzerinde otorite kabul etmeyen biridir. Bay Abdullah Gül şimdi onun üstü olmuştur. Üstelik yabancı dil bilmektedir. Özellikle yabancı konukların olduğu ortamları düşünün... Abdullah Bey İngilizce konuşuyor ve aynı yerde Recep Tayyip konuşulanları anlamıyor ve tercüman kullanıyor. Bu basit ortamda bile komplekse kapılmaması mümkün değildir. Karılarının birbirlerinden hiç hoşlanmadığı, hatta konuşmadıkları, kendilerine en yakın kişiler tarafından bizzat bana bile anlatıldı. Bunu duymayan da zaten kalmadı.
Sayfa 126Kitabı okudu
Bugün Türk medyasında korku dağları bürümüştür. En başta patronlar korkar çünkü çıkarları çok büyüktür. Sonra patronların bu tavrını, yüreksizliğini bilen ikinci adamlar aynı çizgiyi sürdürür. Hem de çoğu zaman kraldan fazla kralcı bir anlayışla Muhabir arkadaşlarımız sindirilmiştir. Patronların ve yöneticilerin ne türde haber istediklerini iyi bilirler. Yazacakları gerçek, dört dörtlük ve belgeli bazı haberlerin asla kullanılmayacağını da önceden bilirler. Köşe yazarlarının çoğu sindirilmiştir. Eleştiri yapacaklarsa ileri gidemezler. Duracakları yeri iyi bilmek zorundadırlar.
Sayfa 135Kitabı okudu
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.