Elinor Hanson, prestijli bir dergide yazma şansı yakalar. Genç kadın, baskıcı bir baba ve denizaşırı ülkelerde görev yaptığı sırada tanışıp evlendiği mesafeli bir Koreli anne tarafından büyütülmüştür. Evinden onlarca yıl uzakta kaldıktan sonra memleketine geri döndüğünde onu bambaşka bir manzara karşılar.
Elinor’un etrafı, parayı petrolde arayan işçiler ve değişen topluluklarından endişe duyan insanlarla çevrilidir. Hanson büyüdüğü topraklarda derin bir yabancılaşma ve keder duygusu yaşar. Kariyerini değiştirebilecek makale ile geçmişi iç içe geçer. Onu ve dünyaya bakışını sonsuza kadar etkileyecek rahatsız edici yeni gerçekler gün yüzüne çıkmaya başlar.
Hey Güzellik sade ve zarif bir anlatımla okura, etrafı çıkarlarla sarılmış bir topluluğun portresini sunuyor. Bir kadının güzel ama sıkıntılarla dolu bir ülkeye olan sevgisi ile öfkesini uzlaştırma çabasını dile getiriyor.