Soapy'nin kucağına kuru bir yaprak düştü. Bay Ayaz, Madison Meydanı insanlarına sevecen davranır, yıllık ziyaretini önceden bildirir, ilanlarını köşe başlarında dağıtması için poyraz rüzgârlarına verirdi.
"Ne kadar açık ve berrak bir akşam, Bayan Conway,” dedi. Meteoroloji istasyonundakiler ses tonundaki o güvenli vurguyu duymuş olsalar yola çıkacak bütün gemilere seyir izni verirlerdi"
"Güzelden çok sıradan bir yüze sahipti ama şimdi o yüz, evlerin tepesinden karşıya, gökyüzüne dikilmiş o kocaman gri gözlerin müthiş çekici bir hüzün ve melankoli ifadesiyle ışımış, adeta güzel olmuştu."
Çeşitli uzunluktaki bu hikayelerin ilkini okuduğumda 'vay be! ne cümle ama..' diye bir tepki verdim. Okumaya devam ettiğimde ise artık biliyorum ki her hikayenin sonunda şaşırtıcı bir olay beni bekliyor. Her hikayeyi okurken 'acaba nasıl bir sonla bitecek' merakıyla elimden bırakamıyorum. Böylesi şaşırtıcı sonlarla dolu bir kitabı Edgar Allan Poe'den bu yana okumamıştım diyebilirim.
Adem'in cennetten kovulduğunu işitmemiş, cennet bahçesinde yaşamakta berdevammış gibi yılanları öldürmek ve diğer hayvanlara isim takmakla meşgul bir köy..