Ne düşünüyordum biliyor musun? Medeniyetin bizi içine sigdirdigi toplumsal kalıpların esas benliklerimizle olan benzerliği gezegenlerle onların haritaları arasındaki benzerlikten pek farklı değil .
Avlu, yeniden hayata dönme merkezi gibi bir yerdi. Duvarlarda aşınmış, yıpranmış olarak gördüğü şekillerin tıpatıp aynısı burada keskin köşeli, pürüzsüz yuvarlak çizgiler halinde duruyorlardı. Bunlar eski üniversitelilerin şiir olarak sunduğu şeylere karşı çağımız düzyazı eserlerindeki düşüncelerin yerini tutuyorlardı. Artık antika gözüyle bakılan bu anıtlar da vaktiyle, kendi gençliklerinde düzyazıya karşılık olarak gösterilebilirlerdi. Onlar yüzyıllar boyunca beklemekten başka bir şey yapmamışlardı. Böylelikle de şairane olmuşlardı. Beklemek... Küçücük bir bina için ne kolay bir işti bu! İnsanların çoğu için ise ne güç!
Ruhun da, ruhunun içinde bir araya gelen bütün ateşli tarafların da, yaratılışları bakımından yükselme eğiliminde oldukları halde, evrenin durumuna boyun eğerek burada bedeninin bileşik bütününde kalıp ezilirler