Hoş Nağme
Leila SlimaniHoş Nağme Gönderileri
Hoş Nağme kitaplarını, Hoş Nağme sözleri ve alıntılarını, Hoş Nağme yazarlarını, Hoş Nağme yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Saat dörtte, bomboş geçen günler bitmeyecekmiş gibi geliyor. İnsan öğleüstü fark ediyor boşa geçen zamanı ve yaklaşmakta olan akşamdan endişelenmeye başlıyor. Bu saatlerde, hiçbir işe yaramamış olmaktan utanıyor.
Sayfa 99Kitabı okudu
Sanki çok derin bir suyun dibinden yüzeyine çıkmışçasına uyanıyor uykusundan, sanki çok uzaklara yüzmüş de oksijensiz kalmışçasına, sanki su siyah ve yapışkan bir balçığa dönmüşçesine, sanki derin bir soluk alabilmek, yeterince havaya, suyun yüzeyine çıkabilecek yeterli güce kavuşabilmek için dua edermişçesine
Sayfa 140
Sokakta, dalgın ve insanların hareketlerini izleyen görünmez bir seyirci misali, bir sinema dekorunun içindeymişçesine yürüyordu. Herkesin gidecek bir yeri varmış gibi görünüyordu
Sayfa 89
Bizim olan bir hayat, bize ait, başkalarını ilgilendirmeyen bir hayat yaşayabildiğimizde.Özgür olduğumuzda.”
Sayfa 40
Bir bilseniz! Bu zaten asrın vebası. Anne babaların ikisi de aynı hırs tuzağına düşmüşken, bütün o zavallı çocuklar tek başlarına bırakılmış hâlde. Olay gayet basit, sürekli koşuşturuyorlar. Anne babaların çoçuklarına en çok söyledikleri şey ne, biliyor musunuz?
‘Acele et biraz!’
Sayfa 37
Ancak birbirimize artık gereksinim duymadığımızda mutlu olabileceğiz, diyor kendi kendine. Bizim olan bir hayat, bize ait, başkalarını ilgilendirmeyen bir hayat yaşayabildiğimizde. Özgür olduğumuzda.
Sayfa 40Kitabı okudu
Yalnız başına yürüme ihtiyacı her geçen gün biraz daha artıyordu, sokaklara çıkıp bangır bangır bağırmak geliyordu içinden. "Beni canlı canlı kemiriyorlar," diye düşünüyordu bazen kendi kendine.
Sayfa 15Kitabı okuyor
Hep böyleydi, masum ve paranoyak. Hiçbir zaman bir gümrükten kan ter içinde kalmadan geçmedi. Bir gün hamile ve gayet ayıkken, tutuklanacağından emin bir biçimde alkolmetre cihazına üfledi.
Sayfa 148Kitabı okudu
Saat dörtte, bomboş geçen günler bitmeyecekmiş gibi geliyor. İnsan öğleüstü fark ediyor boşa geçen zamanı ve yaklaşmakta olan akşamdan endişelenmeye başlıyor. Bu saatlerde, hiçbir işe yaramamış olmaktan utanıyor.
Sayfa 99Kitabı okudu
Sokakta, dalgın ve insanların hareketlerini izleyen görünmez bir seyirci misali, bir sinema dekorunun içindeymişçesine yürüyordu. Herkesin gidecek bir yeri varmış gibi görünüyordu.
Sayfa 91Kitabı okudu
Bazen aptallaşıveriyor. Sıradanlığın içinde olağanüstü ayrıntılar keşfediyor. Vara yoka duygulanıyor.
Sayfa 51Kitabı okudu
Yalnızlık, vazgeçmek isteyip istemediğinden emin olamadığı bir esrar gibi etki ediyordu.
Sayfa 91 - Kırmızı Kedi