Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hüküm Dergisi - Sayı 90 (2020 Haziran)

Hüküm Dergisi

Öne Çıkan Hüküm Dergisi - Sayı 90 (2020 Haziran) Gönderileri

Öne Çıkan Hüküm Dergisi - Sayı 90 (2020 Haziran) kitaplarını, öne çıkan Hüküm Dergisi - Sayı 90 (2020 Haziran) sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Hüküm Dergisi - Sayı 90 (2020 Haziran) yazarlarını, öne çıkan Hüküm Dergisi - Sayı 90 (2020 Haziran) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
52 syf.
·
Puan vermedi
AYASOFYA'YI ESARETTEN KURTARMAK!
İçerisinde iki tane Ayasofya yazısı bir tane de İhsan Hocamın fetihle alakalı uzunca muazzam yazısının bulunduğu, bunun yanında Cübbeli Ahmet Hoca ile Mahmut Efendi'ye dair mülakattan, Ömer Faruk Korkmaz hocanın Efendimiz'in son günleri yazısına kadar muazzam yazılar bulunan bu dergiyi özellikle bu günlerde tüm Müslüman kardeşlerimin okumasını çok isterim. Bu yüzden İhsan hocama hocam bu sayının pdfsini paylaşsak Müslüman gençlik faydalansa olur mu dedim o da sağolsun kabul etti. Dergiye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz buyrunuz: yadi.sk/i/DUYlqk4rjxTVeA
Hüküm Dergisi - Sayı 90 (2020 Haziran)
Hüküm Dergisi - Sayı 90 (2020 Haziran)Hüküm Dergisi · Hüküm Kitap · 20208 okunma
Ayasofyayı müze yapanlar
Allah’a ﷻ kulluk vazîfesine ihanet edenler, Batı’nın kulları olduklarını tescil edebilmek için Allah’a kulluğun ulu mabedi olan Ayasofya’yı müze yaptı.
Reklam
"Bu süreçte Cemaatle namaz, istediğimizde camiye gidebilmek, eş dost ,akraba ziyareti bir kenara hiçbir şeyden korkmadan, sağdan soldan bir zarar gelir endişesine kapılmadan serbestçe dışarıda dolaşmanın bile ne kadar büyük bir nimet olduğunu iliklerimize kadar hissettik. Şu duaya bir bakalım: ‘Allahım! Bize, nimetlerini elimizden alarak değil, devam ettirerek farkına varabilmeyi nasîb eyle’. İşte, dengemiz bu olmalıdır."
Sayfa 25 - Cihad AyanKitabı okudu
Ayasofya, içerden bir hamleyle Müslümanların elinden alınmış, müze yapılmıştır. Ayasofya’sız bir İstanbul’un bizde kalmasına sevinmek, sabah uyandığında kafası yerinde diye bir adamın gülüp-oynamasına benzer. Kafamızın içini boşalttıklarından habersiz bir hâlde kafamızın zarfının varlığına seviniyoruz. Beynini başkalarının idare ettiği bir kafa, yük itibariyle sana, düşünme itibariyle efendilerine aittir.
"Âb-rûy-ı Habîb-i Ekrem içün Kerbelâ’da revân olan dem içün, Şeb-i firkatte ağlayan göz içün, Reh-i aşkında sürünen yüz içün, Ehl-i derdin dil-i hazîni içün, Câna te’sîr iden enîni içün, Eyle yâ Rabbi, lutfunu hem-râh, Hıfzını eyle bize püşt ü penâh, Ehl-i İslâm’a ol muin-i nasır, Dest-i a’dayı bizden eyle kasır, Bakma Ya Rabb bizim günahımıza, Nazar et can-ü dilden ahımıza..."
Sayfa 11 - Murad Hüdavendigar'ın duasıKitabı okudu
"Ayasofya’sız bir İstanbul’un bizde kalmasına sevinmek, sabah uyandığında kafası yerinde diye bir adamın gülüp-oynamasına benzer. Kafamızın içini boşalttıklarından habersiz bir hâlde kafamızın zarfının varlığına seviniyoruz. Beynini başkalarının idare ettiği bir kafa, yük itibariyle sana, düşünme itibariyle efendilerine aittir. Ayasofya aşkımızın, vecdimizin, Allah’tan جل جلاله başka kimseden korkmamanın adı olan şecaatimizin beynidir. Eğer öyle olmasaydı Haçlı tehditlerine rağmen Sultan Fatih ne İstanbul’a girebilir, ne de şehre girdiğinde doğrudan Ayasofya’ya gidebilirdi."
Sayfa 3 - Ahmet AçıkgözKitabı okudu
Reklam
"Yesrib’ler Mimarla Değil, Mus’ab’la Medine Olur"
"Edirne’den İstanbul’a doğru yola çıkan muhteşem “fetih ordusu”nun en büyük gücü topları değil, askere bu yürüyüşün ulviyetini anlatan Akşemseddin, Akbıyık, Molla Gürani’nin de aralarında bulunduğu büyük ruhlu yetmiş veliydi. Yol boyu devam eden Akşemseddin’in tebşirâtı, Fatih’in, “Letuftahanne’l-Kustantiniyyetu… Elbette Konstantin feth olunacaktır…” hadisiyle müdellel hutbeleri, tekbir sesleri, Edirne’den Konstantin’in surlarını sarsmıştı. Allah-u Ekber’in hakîkatine inanan fetih ordusunun nazarında uzaklar yakın, güçlüler zayıf olmuştu."
"Kosova’ya ilerleyen Osmanlı Ordusu geçtiği güzergâhta ne ekinlere, ne hayvanlara zarar verir. Şu ifadeler İslâm Ordusu'nun zaferlerinin arkasındaki rûhu resmedenlerden biridir: “Hazreti padişahın adl-u siyaseti bir mesabede idi ki askerin yolu üzerinde ziraat erbabından bir ferde darı danesi kadar ziyan ermedi. Bir çöpe ziyan veren bin ağır değnek yerdi. Bir tane buğday yiyen adam pâdişâhın hizmetinden kovulurdu. Bir başak zayi edenin dane gibi nice kere başı dövülürdü.”*
Sayfa 14 - Mehmed Neşrî, Kitab-ı Cihan- nüma-Neşri TarihiKitabı okudu
"Kâinatın satırlarını dikkatle mütalâa et. Zira onlar, Mele-i Âlâ'dan sana gönderilmiş mektuplardır. Eğer düşünürsen muhakkak ki o satırlarda Allah'tan başka her şeyin fâni olduğu yazar."
"Mü’min muhlis olursa küffârın varlığı ya zafere ya da şehâdete vesile olur."
Sayfa 11 - İhsan ŞenocakKitabı okudu
28 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.