Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hölderlin, Kleist, Nietzsche

Huzursuz Ruhlar

Stefan Zweig

Huzursuz Ruhlar Gönderileri

Huzursuz Ruhlar kitaplarını, Huzursuz Ruhlar sözleri ve alıntılarını, Huzursuz Ruhlar yazarlarını, Huzursuz Ruhlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Varlığın en büyük zevkini hasat etmek: tehlikeli yaşamaktır.
Buz. Betr.Kitabı okudu
Reklam
Ruh halim
İçimde her şey, çıkrıkdaki üstübü lifleri gibi karmakarışık.
Senin için bir muammayım. Üzülme; Allah da bana bir muammadır.
Sen susuyor ve sabrediyorsun, çünkü onlar seni anlamıyorlar, sen asil hayat! yeryüzüne bakıyor ve güzel günde susuyorsun, çünkü ah, sen güneş ışığında seninkileri boşuna arıyorsun.. sevgi dolu büyük ruhlar artık yok.
Bu olmadan ben daha önce bir defa toprak ve saksı kırıklarıyla caddeye düşmüş ve filizleri kaybolmuş, köklerini yaralanmış ve binbir zahmetle taze toprağa dikilmiş ve iyi bir bakım sayesinde kurumaktan kurtulan yaşlı bir çiçek sapı gibiyim.
HölderlinKitabı okudu
Reklam
İç dünyadan kaynaklanan sürekli huzursuzluk ve hareketlilik olmasaydı, o kendisini aziz olarak adlandırabilirdi.
Kışın bütün günlerini odundan tasarruf etmek için yatakta geçirir, günde asla bir öğünün dışına çıkmaz.
Ortak olan ruhun düşünceleri, şairin ruhunda sessizce bitenlerdir. 
Akşam kızıllığı eğer bir insanın gözünün Retinasında parlayarak yansırsa mükemmellik kazanır.
Reklam
Hölderlin’in iç dünyasında; o onulmaz çatlak, dünya ile onun kendi dünyası arasındaki acımasızlığının noktasında bir çatlak oluştu ve bu çatlak yarası bir daha hiç kapanmadı.
Bir ömür boyu, geride kalan memlekete kalbinin semâsı olarak hasret duyar: çocukluk Hölderlin’ in en gerçek, en akıllı, en mutlu zamanıdır.
ilk cümle
Yeryüzünde gece ve gündüz olacaktı ve ruh sıkıntı içinde kendisini kemirerek tüketti, insanların solan hayatını tazelemek için böyle gençleri gönderen iyi ilahlar değildi.
"Bu olmadan ben daha önce bi defa toprak ve saksı kırıklarıyla caddeye düşmüş ve filizleri kaybolmuş, köklerini yaralamış ve binbir zahmetle taze toprağa dikilmiş ve iyi bir bakım sayesinde kurumaktan kurtarılan yaşlı bir çiçek sapı gibiyim."
"Ey yalnızlık, benim diyarım olan yalnızlık" -sessizliğin buzul dünyasında bu melankolik ilahi yankılanır. Zerdüşt kendi akşam türküsünü, ülkeye ebedî dönüşün türküsünü, son geceden önceki türküyü yazar. Çünkü yalnızlık her zaman gezginin yegâne evi, onun soğuk ocağı, onun taş damı değil miydi?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.