En Eski Hz. Fatıma kitaplarını, en eski Hz. Fatıma sözleri ve alıntılarını, en eski Hz. Fatıma yazarlarını, en eski Hz. Fatıma yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sana karıncayı ve bir arıyı
İncelemeni öğütlerim.
Biri yerde, diğeri havada,
Günde belki bin defa
Sabırla gider gelirler.
Topraktan ve çiçekten
Götürdükleri göze bile batmaz.
Fakat yuvalarını açınca,
Yer altında bir ambarla,
Kovanda bir bal tulumuyla karşılaşırsın.
Nasıl oluyor diye düşünme!
Sabir öyle bir güçtür ki,
Dileyene dağı devirtir.
"Lakin halk pek cahil. Kur'an vicdana ve akla hitab ediyor..Bunu idrak edene kadar, elbette o beyinleri henüz donmuş zavallı insanların böyle mucizelerden faydalanmaları gerekir."
Hz.Fatıma, öğüt verdi: "Çocuklarımızı hep böyle ilerici ilimlerle beslersek, yeryüzü bir daha sapıklık nedir görmez ey kardeşlerim. Asıl vazife kadınlarındır. Nitekim Allah'ın Resulü 'Cennet kadınların ayağı altındadır.' diye boşuna buyurmadı. Öyle bir şerefi hak etmeliyiz."
"Ah ilim!" dedi. "Her tarafta revaç bulsa insanlar ne çabuk Allah'ın buyurduğu yolda ilerlerler! Yerlerinde saymazlar, yahut geriye dönmezler. Kendilerine ram kılınan kainat bir zerre toprak kadar küçülür. Her sırrını keşfederek, faydalanırlar. İlahi aşka kavuşurlar.
"Koklayın" dedi. "Topraktaki koku hangi çiçekte var? Olamaz da. Çünkü çiçeklerin hepsi kendisinden fışkırır. Hele dikkat edince, güzelliği yüreği ferahlatır.
"İnsan nasıl hür doğuyorsa, hür ölmelidir. Ona hürriyetini verip yaratan, ancak bunu almaya kadirdir. Sadece emeğinin karşığını vererek çalıştırmak hakkımızdır. Hele insanları renklerine derecelendirmek...Çok çirkin" dedi Fatıma.
“Seslere, sazlara, şarkılara aldanma.
Bir mezarlıktır bu şehir.
Her şey ölü.
Putlar taş, odun.
İnsanlar onlardan daha beter
Daha boş, daha kof.
Sanır mısın ki,
Gökyüzünü kandil kandil süsleyen
Yıldızlar başkadır ?
Hayır, hepimiz aynı hamurdan var olduk.
Onların aydınlığı bir elbisedir.
Belki güneş, yahut bir diğeri
Gündüz soyar, gece giydirir.
Biliyorum, içimde o güneşten,
Yahut diğerlerinden daha üstün
Bir nurun özü var.
...
Kaynayıp duruyor...
Çıkış yolunu gösterecek rehberi arıyor.
O zaman gör, insanın nasıl göz kamaştırdığını,
Şerefinin nice nice âlemleri
Sarmalayıp aydınlattığını.”