Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hz. Ömer Bin Abdulaziz

Halid Muhammed Halid

Hz. Ömer Bin Abdulaziz Gönderileri

Hz. Ömer Bin Abdulaziz kitaplarını, Hz. Ömer Bin Abdulaziz sözleri ve alıntılarını, Hz. Ömer Bin Abdulaziz yazarlarını, Hz. Ömer Bin Abdulaziz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Ben en çok, Allah'ı bilip tanıdığı hâlde O'na asi olan, şeytanı bilip tanıdığı hâlde ona tâbi olan ve dünyanın gerçek yüzünü bildiği hâlde ona gönül verip meyleden kimseye şaşarım...!!”
Bir gün hizmetkârı Müzâhim'i de yanına alarak şehri teftişe çıktı. Yolcu kafilelerinin geçtiği uzak yol ayrımlarına kadar gittiler. Kılık kıyafet değiĢtirdikten sonra yolcuların arasına girerek, gelip geçenlere devlet idaresinden memnuniyet ve şikâyetlerini öğrenmeye çalıştı. Bir yolcuya yaklaşarak sordu: "Yurdundan ayrılırken insanlar ne hâldelerdi?" Adam ona şu karşılığı verdi: "Kısaca mı yoksa detaylıca mı anlatmamı istersin?" "Kısaca anlat." "Yurdumu terk ederken, zalim alçak ve mağlup, mazlum muzaffer ve galip; zengin varlıklı, fakir de destek gören, yardım edilen bir durumdaydı…" Halife Ömer, konuştuğu adam, onun sevinç infialini ve gözlerinden süzülen mutluluk gözyaşlarını görmesin diye hemen oradan uzaklaştı. Hizmetkârı Müzâhim'e dönerek: "Allah'a yemin ederim ki, benim nazarımda, bütün yurdun bu adamın anlattığı gibi olması, güneşin aydınlattığı her şeyden çok daha hoş ve güzeldir."
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
Bir gün postacısı ona bir mektup uzattı. Mektup Mısır'ın Cîze bölgesinden, "Fertûnetü's-sevdâ" isminde bir kadından geliyordu. Kadın, evinin bahçesinin duvarlarının yıkılmış olduğunu, hırsızların bu duvarı aşıp tavuklarını çaldıklarını, kendisinin de duvarı onartacak para ve imkâna da sahip olmadığını şikâyet ediyordu. Halife, devletin başkenti Şam'da mektubu okur okumaz derhal Mısır valisi Eyyûb bin Şurahbîl'e şu mektubu yazdı: "Allah'ın kulu Halife Ömer'den Eyyûb bin Şurahbîl'e… Allah'ın selâmı üzerine olsun... Fertûnetü's-sevdâ, bana bir mektup yazarak bahçe duvarının kısalığından ve bu sebeple tavuklarının hırsızlarca çalınmasından şikâyetçi olup, duvarının onarılmasını istedi… Bu mektubum sana ulaştığında, sen bizzat kendin oraya giderek duvarı sağlamlaştır…!!"
Sayfa 185Kitabı okudu
Onun kendi devletinde yaşayan farklı dinlere ve azınlıklara yönelik bu yaklaşımı, dış dünyanın da dikkatini çekmiş, hayranlığını kazanmıştı. Bu o dereceye varmıştı ki, İslâm devletine amansız bir düşmanlık güden Bizans İmparatoru III.Leon, onun vefat haberini aldığında, yakın çevresini ve maiyetini şaşırtarak, hıçkıra hıçkıra ağlamaktan kendini alamamıştır.
Sayfa 180Kitabı okudu
O gün ona: "Bu Hâricîler halkın arasında kendi asılsız düşüncelerini yayıyorlar ve bâtılı hak gibi gösterip anlatıyorlar. Onların bu şekilde İslâm topraklarında düşünce ve inançlarını yaymalarına izin verilmesi, yaklaşan kötü günlerin ikaz ve alarm sesidir…" dediler. Adaletli evliya adam, kendisine bunu söyleyen kimseye sadece Kur'an'dan bazı âyetler okumakla yetindi. Söz konusu âyetlerde Allah (c.c.), Peygamberini (s.a.v.) insanların vicdanlarına baskı ve zorbalıkla hükmetmeye çalışmasını yasaklıyor, şöyle buyuruyordu: "Sen, inanmaları için insanları zorlayacak mısın?" (Yunus 99) "Sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir zorba değilsin." (Gaşiye 21-22) Bütün yaşananlar ve sonuçlar, onun tarafındaydı ve onun görüş ve düşüncelerinin doğruluğunu ve kararlarının isabetliliğini teyit ve ispat ediyordu: Muaviye'nin yönetime geçmesinden Süleyman bin Abdülmelik döneminin sonuna kadar geçen süre içinde bir gün dahi eylemlerine son vermemiş ve silah bırakmamış… Verdikleri kurbanların çokluğu ancak isyan ve düşmanlıklarını arttırmış olan Hâricîler… Bu evliya, ulu adamın yönetiminde kılıçlarını kınlarına sokmuş, eylemlerine son vermiş ve geçmiş Emevî yönetimlerinden bu yana aralıksız devam eden tüm nefret ve düşmanlıklarını unutmuşlardır.
Sayfa 160Kitabı okudu
Haricîlerden "Musul Harûrîleri" adı verilen bir grup, şehirleri gezerek kendi görüş ve düşüncelerini yaymaya başladılar… Bunun üzerine Musul valisi, Halifeye bir mektup yazarak onların kökünü kazımak için ondan izin istedi… Halife Ömer, valisine şu cevabı gönderdi: "İslâm devletinin hâkimiyeti altında güven içinde yaşayan gayrimüslimlerden ve yine İslâm ümmetinden hiç kimseye zarar vermeden bu işi yapıyorlarsa, bırak, diledikleri gibi dolaşsınlar… Fakat bu insanlardan birine bir kötülükleri dokunacak olursa, o takdirde onlara Allah'ın hükmünü uygula…"
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
Halife olmadan birkaç dakika öncesinde kaliteli ve pahalı giyinen, güzellik ve yakışıklılığına önem veren, ağır kokular, parfümler kullanan adamı, sorumluluk bilinci, göz açıp kapayacak kadar kısa bir zaman içinde saçına başına özen göstermeyen, toz içinde kalmış bambaşka bir insana dönüştürüvermişti…
Sayfa 111Kitabı okudu
"… Ben, benim kişisel görüşüm ve düşüncem alınmadan, insanlara da danışılmadan bu göreve getirilmiş bulunuyorum… Bu sebeple, bana biat etmiş olanların biatlerini kendilerine iade ediyorum; kendinize başka birini seçin…" O, bu konuşmasının ve ardından gelen istifasının, kalabalıkta meydana getireceği bir anlık şaşkınlık ve sessizliği fırsat bilip, onların bu suskunluklarını istifasının kabulü olarak duyuracaktı. Ne var ki, "kendinize başka birini seçin…" cümlesini bitirir bitirmez mescit büyük bir gürültüyle inledi: "Ey Halife, başkasını değil seni seçiyoruz…!!"
"Her bir ümmet, kıyamet günü günahlarıyla gelse, biz de sadece Haccac'la gelsek, bizim günahımız onların günahlarının toplamından kesinlikle daha ağır olur."
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.