Gönderi

Bir gün hizmetkârı Müzâhim'i de yanına alarak şehri teftişe çıktı. Yolcu kafilelerinin geçtiği uzak yol ayrımlarına kadar gittiler. Kılık kıyafet değiĢtirdikten sonra yolcuların arasına girerek, gelip geçenlere devlet idaresinden memnuniyet ve şikâyetlerini öğrenmeye çalıştı. Bir yolcuya yaklaşarak sordu: "Yurdundan ayrılırken insanlar ne hâldelerdi?" Adam ona şu karşılığı verdi: "Kısaca mı yoksa detaylıca mı anlatmamı istersin?" "Kısaca anlat." "Yurdumu terk ederken, zalim alçak ve mağlup, mazlum muzaffer ve galip; zengin varlıklı, fakir de destek gören, yardım edilen bir durumdaydı…" Halife Ömer, konuştuğu adam, onun sevinç infialini ve gözlerinden süzülen mutluluk gözyaşlarını görmesin diye hemen oradan uzaklaştı. Hizmetkârı Müzâhim'e dönerek: "Allah'a yemin ederim ki, benim nazarımda, bütün yurdun bu adamın anlattığı gibi olması, güneşin aydınlattığı her şeyden çok daha hoş ve güzeldir."
Sayfa 198Kitabı okudu
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.