Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gaybi Hadisler Meselesi

Hz. Peygamber ve Kuran Dışı Vahiy

Mehmed Said Hatiboğlu

Hz. Peygamber ve Kuran Dışı Vahiy Sözleri ve Alıntıları

Hz. Peygamber ve Kuran Dışı Vahiy sözleri ve alıntılarını, Hz. Peygamber ve Kuran Dışı Vahiy kitap alıntılarını, Hz. Peygamber ve Kuran Dışı Vahiy en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sizde Allah'ın Kitabı şu Kur'anda olandan başka vahiy var mı ? Hz. Ali'nin yeminle verdiği cevap: Hayır yok! Olmuştur. İmam-ı Muhammed, şerhu Kitabi's- siyeri'l-Kebir, r.25.
Müslüman toplumdaki Peygamber aşkı, bazılarına, vahyi sadece Kur'an'la sınırlandırmaya müsaid değildi. Müteakib asırların pek çok alimi, Peygamber'in sözlerini de aynı seviyeye çıkarmadan rahat edemedi. Onun her fiilinde İlahi bir taraf aradı, her sözünü vahye dayamak suretiyle, o En Büyük İnsana hürmet gösteriyorum zannetti.
Reklam
İşte onlar...
Ensari Sahabi Ebû Cumû'a şöyle diyor: " Resûlullah ile birlikteydik, yanımızda ilk on müslümanın onuncusu Mu'âz ibn Cebel de vardı. Dedik: 'Ya Resûlallah, biz sana inandık, senin yolundan gittik, acaba bizden daha büyük sevab sahibi varmıdır? ' Cevaben buyurdu: 'Gökten size vahiy getiren Resulullah aranızda iken sizin bu durumda olmanıza ne engel vardı ki! Evet, sizden daha sevablı bir kavim, sizden sonra gelecek. (Beni görmedikleri halde) kendilerine iki kab arasında bir Kitap (Kur'an) verilir, ona inanıp onunla amel ederler, işte onlar..."
Sayfa 157 - OTTO
Sizde Allah'ın Kitabı şu Kur'anda olandan başka vahiy var mı ?  Hz. Ali'nin yeminle verdiği cevap: Hayır yok! Olmuştur. İmam-ı Muhammed, şerhu Kitabi's- siyeri'l-Kebir, r.25.
Sahabiler kendi gizli hâllerinin Hz. Peygambere mâlum olabilmesi ihtimalini ancak vahiyde görüyorlardı.
2/624 senesi Bedir zaferinden sonra nazil olan bir ayette, ki bu gazvede Mekkeli müşriklere ok yağdıran ve onları öldüren kişiler müslümanlar olduğu halde, şöyle denilmektedir: "Onları öldüren siz degilsiniz fakat onları Allah öldürdü. Sen ok attığında atan sen değilsin fakat Allah atmıştır..."(8/Enfal17) Bu ayetle Cenab-ı Hakk'ın müslümanları zafer sarhosluğundan korumak, her başarıyı sadece kendilerine mal edip Allah'tan müstağni davranmalarını engellemek istediği gayet açıktır ve ayete harfi anlam verecek olanlara ancak tebessüm edilebileceği de âşikârdır.
Reklam
Zeynep ile Zeyd'i Hz. Peygamber'in evlendirmesindeki temel sebep, evlilik kefaetinde gözetilmekte olan ırki-nesebi ölçüyü ortadan kaldırmak, manevi-ahlaki değerleri hakim kılmaktır. Hz. Peygamber bu bakımdan bu evliliğin teşvikçisi olmuştu ama geleceğin ne getireceğini bilemezdi. Gönlünden geldiği gibi hareket etti: Sonuç onun istediği gibi olmadı.
Kur'an'ı Kerim, insanın karşısına 'şehadet' ve 'gayb' olmak üzere iki âlem koyar. Şehadet, insanın bilgi edinebildiği sahayı, gayb ise bilgi edinemediği sahayı ifade eder. Her iki sahanın mutlak hakimi Allah'tır.
Pek çok Müslüman yazar, Hz. Peygamber'i risalet hayatında daima ilahi talimatla hareket eden olarak görmekte ısrarlı olmuşlar, Hz. Peygamber'in beşeri içtihat ve teşebbüslerini ilahileştirmekten kurtulamamışlardır.
Dünya hayatında insanlar tarafından vücuda getirilen her şey Kur'an'ı Kerim'de Cenab-ı Hakk'ın eseri olarak gösterilir. Bu bakımdan müslümanların, Cenab-ı Hakk'ı, Kur'an'da vasfettiği şekilde, her beşeri fiilin asli hâlıkı olarak kabullerinde şaşılacak bir durum yoktur. Çünkü bizi ve yaptıklarımızı yaratan Allah'tır.(Saffaf 96) Tekrarlayalım beşeri fiilleri Cenab-ı Hakk'a atfetmek Kur'an'ı Kerim'in üslubundandır.
Reklam
Halife Ömer, Ammâr ibn Yâsir'i Kûfe'ye vâli aramıştır. Oradan gelenlere, bu vâlisinden soruyor. Kûfeliler Ammâr'ı medhediyorlar ve taltiften: "Vallahi onu bize sen değil, Allah emîr yapmıştır" derler. Halifenin onlara verdiği nasihat şöyledir: "Allah'tan sakının ve doğru dürüst konuşun. Vallâhi Ammâr''ı size vâli gönderen benim. Eğer doğru yaptıysam, Allah'tandır. Yanlış yaptıysam benim suçumdur.
Belli bir vâde ile yapılan borçlanmaların taraflarca yazıya geçirilmesi ilahi emrini beyan eden 2/Bakara, 282. ayette: "Hiçbir kâtib Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan çekinmesin, yazsın." Söylemeye lüzum yoktur ki borç senedinin nasıl yazılacağını Allah'tan talim etmiş hiçbir kâtib yoktur. Bu ayette söylenmek istenen husus, adaleti gözeterek vazife gören bir kâtibin, sanki Allah'ın öğretiminde geçmiş kimse gibi hareket etmesi lüzumudur. Şahsi gayretle elde edilmiş olan yazıya geçirme hüneri, Allah'ın bir lütfu olarak değerlendirilmiştir.
Gıyabında cereyan eden hadiseleri, söylenen sözleri veya birisinin kafasından geçirdiklerini Hz. Peygamber'in vahiy dışında bilmiyor olduğunun en sağlam delillerini, Hz. Peygamberin muhitinde yaşayan münafikun zümresinin Kur'an'ı Kerime aksetmiş davranışlarından buluyoruz.
Civar kabile ve milletlerin ilk İslam devletine karşı besledikleri niyetlerden ve giriştikleri hareketlerden zamanında haberdar olmak için, Hz. Peygamber'in beşeri haber alma imkanlarını kullanmış olduğu tarihi bir hakikattir. Yani kararlarını gaybi bilgiye göre değil, beşeri haber alma neticelerine göre vermişlerdir.
"Doğruluktan saparsam beni düzeltecek bir toplumun başına beni getiren Allah'a hamd olsun." Hilafet makamına halkın beyatiyle oturmuş olmasına rağmen Hz. Ömer'in bu yolda kelamda bulunması, yine aynı üslubun kullanılıyor oluşundandır.
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.