Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hz. Peygamberin Siretiyle İlgili Mevzu Haberlerin Tarihi Değeri

Şaban Öz

Hz. Peygamberin Siretiyle İlgili Mevzu Haberlerin Tarihi Değeri Gönderileri

Hz. Peygamberin Siretiyle İlgili Mevzu Haberlerin Tarihi Değeri kitaplarını, Hz. Peygamberin Siretiyle İlgili Mevzu Haberlerin Tarihi Değeri sözleri ve alıntılarını, Hz. Peygamberin Siretiyle İlgili Mevzu Haberlerin Tarihi Değeri yazarlarını, Hz. Peygamberin Siretiyle İlgili Mevzu Haberlerin Tarihi Değeri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Garanik Kıssasıyla Habeşistan hicreti arasında bir bağlantı kurulması tarihi ve mantıki dayanaktan yoksundur. Buna ek olarak Garanik Kıssası birçok araştırmacı tarafından değişik açılardan tenki­de tabi tutularak mevzlıluğu ispatlanmıştır. Bu tenkid nokta­ larının başlıcaları şunlardır: a. Kur'an-ı Kerim açısından: Necm Suresinin bizzat ken­
Resulullah (sav)'in doğumu esnasında annesinden nurun çıkması rivayetinin yanında yine doğumu ile ilgili birçok aca­yipliklerin meydana geldiğini ifade eden rivayetler de vardır. Bunlar; putların yıkılması,202 Kisra saraylarının şerefelerinin yıkılması, 203 Farslıların bin yıldan beri yanmakta olan ateşle­ rinin sönmesi, Su va gölünün yere batması, 204 annesinin hami­ leliği esnasında hiç meşakkat çekmemiş olması205 gibi rivayet­ lerdir. Resulullah (sav)' in doğum gününün kesin olarak tespit edilememiş olması bütün bu rivayetlerin batıllığını ortaya koymaya yetmektedir.
Reklam
176 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Şaban ÖZ hocanında kitabın takdiminde ifade ettiği üzere yükseklisans tezinin yayına hazırlanması neticesinde elimizdeki bu eser meydana gelmiş. Eserin uyandırdığı izlenim üzerinde yükseklisans çalışması yapan bir öğrencinin heyecanının kokusunu hala üzerinde taşıyor olması. Zira o heyecanın verdiği kimi devrik ve iddialı cümleler kimi çekimser ama bir meram beyanında bulunan cümleler bir arada bulunuyorlar. İçerik olarak her ne kadar çok iç açıcı olmasa da bizatihi İlahiyat akademyasına yeni adım atmış kişiler için uygun olduğunu düşünüyorum. Kitap için ilk incelemem bu yönde. İlk inceleme ki buna inceleme denmez, bu bizatihi okumadığım kitabın bu programdaki zoraki alanlarını doldurmak gayretinden kaynaklı bir durum. Gelen yorumlara bakıyorum, aklıma Tuncel Kurtiz'in Ezel filmindeki şu sözü geliyor... "bir zamanlar burası mert insanların diyarıydı, şimdi bakıyorum da çabulcuları doldurmuşsun buraya kardeş..." Zira bilirdim ki buralar kitap okuyanların diyarıydı... Ve's-Selam...
Hz. Peygamberin Siretiyle İlgili Mevzu Haberlerin Tarihi Değeri
Hz. Peygamberin Siretiyle İlgili Mevzu Haberlerin Tarihi DeğeriŞaban Öz · Neva Yayınları · 027 okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
Hz. Peygamber'in Siretiyle İlgili Mevzu Haberlerin Tarihi Değerini Anlamaya Doğru
Şaban Öz Hoca'nın yüksek lisans tezi olan "Hz. Peygamber'in Siretiyle İlgili Mevzu Haberlerin Tarihi Değeri" başlıklı kitabı bazı siyer konuları ve Hadis ilmine ilgi duyanların okumaları gereken kitaplardan. Üç bölümden müteşekkil olan söz konusu kitabın bölüm başlıkları şöyle: Mevzu Haber, Hz. Peygamber'in Siretiyle İlgili Mevzu
Hz. Peygamberin Siretiyle İlgili Mevzu Haberlerin Tarihi Değeri
Hz. Peygamberin Siretiyle İlgili Mevzu Haberlerin Tarihi DeğeriŞaban Öz · Endülüs Yayınları · 202027 okunma
Hz. Peygamber'in Siretiyle İlgili Mevzu Haberlerin Konuları
Hz. Peygamber (sav)'in sîretiyle ilgili mevzû haberleri, nübüvvetten önce ve sonrasıyla Mekke dönemi ve Medine dönemi olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür. Resulullah (sav)'in peygamberlikten önceki hayatı ile ilgili nakledilen mevzû haberlerde ehl-i kitap kültürünün, nübüvvetten sonraki, Mekke dönemi ile alakalı mevzû haberlerde ileriki dönemlerin mezheplerinin ve İslâm düşmanlığının, Medine dönemini konu alan mevzû haberlerde ise siyasî ve itikadî mezhep ve grupların kendi aralarındaki mücadeleleri etkili olmuştur. Nübüvvetten önceki hayatı ile ilgili mevzû haberlerde Hz. Peygamberin diğer peygamberlerle kıyaslanması Resulullah (sav)'e beşer üstü bir takım özelliklerin atfedilmesi söz konusudur. Mekke dönemi mevzû haberlerinde mezheplerinin bir takım görüşlerine dayanarak bulmak ve insanların vahiy kültürüyle ilk tanışma dönemi olmasından dolayı İslâm düşmanları (zındıklar) tarafından, dinin temellerini çürütme çabası hâkimdir. Medine dönemi mevzû haberlerinde ise, siyasî-dinî mezheplerin birbirlerine karşı propaganda ve kendi haklılıklarını ispat etme mücadeleleri söz konusudur.
Sayfa 159
Reklam
İlk Dönemdeki Hariciler Kurradan Değildi
Onların özelliklerinden biri olarak gösterilen Kur'ân’ı okumaları hususu İbn İshâk (151/768), Evzâî (157/774) ve Vâkıdî (207/822)'nin rivâyetlerinde yer almazken Buhârî (256/870) ve İbn Mâce (275/888)'nin rivâyetlerinde zikredilmiştir. Bu da Dûrînin belirttiği gibi, ilk dönemlerde Hâricîlerin kurrâdan olmadıklarını göstermektedir. Hâricîler ileriki yıllarda dönemin şartlarının da bir gereği olarak, siyasî nitelikteki faaliyetlerini dinî bir zeminden hareketle yürütmek istemişler, bunun için de Kurân'a yönelerek, manalarına bakmaksızın ayetlerle, dönemin iktidarlarına meydan okumuşlardır.
Sayfa 151
Mevzu Haberlerin Tarihi Değerine Dair
Mevzû haberler, her ne kadar ilgili oldukları konu hakkında doğruluk değeri olmasa dahi, ortaya atılmış olduğu dönemin sosyal siyasî, dinî, kültürel ve hatta iktisadî yapısının izlerini taşımaları dolayısıyla büyük öneme haizdirler. Bu konuda Dûrî şunları söylemektedir: “Ümmetin genel çoğunluğunun zihniyetini düşünce biçimini ve olayları incelemedeki uzak görüşlülüğünü anlamada hikâyelerin, halk masallarının ve efsanelerin önemi büyüktür. Örneğin tarihî olaylarda rüyaların ve falların önemine sürekli işaret, bu tip şeylere inanan ve onun pratik faydasına kâni olan bir topluma delâlet eder. Aynı şekilde bazı hurafeler diğer bazı önemli noktaların ortaya çıkarılmasında büyük önem taşır. Örneğin sabahleyin yedi hurma yiyen bir kişinin evine o gün şeytanın girmeyeceği inancı hurma üretimine ve hurma ziraatına önem verildiğine işaret eder. İstanbul'un adı Peygamber adına benzeyen biri dışında hiç kimse tarafından fethedilemeyeceği inancı, İstanbul'un fethi konusundaki acizliğe ve fethi bilinmeyen bir tarihe erteleyen karamsarlığa işaret eder. Gözlerini açıp da gözleri yaşarmadan güneşe bakanın kâfir olduğu yolundaki hurafe de gözlerdeki salgın hastalıkları ve güneşe bakabilecek sağlıkta gözlerin azlığına delâlet eder."
Sayfa 135
Muaviye'nin Vahiy Katipliği Meselesi
Metin Durumu: Muâviye'nin vahiy kâtibliği konusundaki araştırmaları neticesinde İrfan Aycan “Sonuç olarak Muâviye’nin Hz. Peygamber (sav)'in kâtipleri arasında yer almış olduğu, hiç değilse bu görevi birkaç defa üstlenmiş bulunduğunu kesinlikle tespit etmiş bulunmaktayız. Bununla birlikte kendisinin vahiy kâtibi olduğu konusundaki rivâyetlerin, yazmış olduğu öne sürülen Ayete'l-Kürsinin nüzül tarihî (hicretin ilk yılları) dikkate alındığında asılsızlığı ortaya çıkmaktadır” demektedir. Buna ek olarak diyebiliriz ki, Mekke'nin fethinde Müslüman olmuş, tulekâdan ve Müellefe-i Kulûb'tan kabul edilen birini, Resulullah (sav)'in vahiy kâtibliği gibi önemli bir konuda görevlendirmesi imkânsızdır. Hele Abdullah b. Sa'd b. Ebî Serh (59/678) olayındaki gibi bir tecrübeye sahip olan Hz. Peygamberin vahiy kâtibliğini bir şan, şeref payesi olarak dağıttığını söylemek oldukça zordur. Muâviye b. Ebî Süfyân, hakkında leh ve aleyhinde en çok haber uydurulan şahısların başında gelmektedir. İbnu'l-Cevzî (597/1200) bu konuda “Bir kısım insan Râfıza'ya olan kızgınlıklarından dolayı onun faziletiyle ilgili hadîsler uydururken Râfıza'dan bir kısmı da onun zemmi ile ilgili hadîsler uydurmuşlardır” demektedir. Hilâfet meselesi de Muâviye ile ilgili uydurmaların artmasına neden olmuştur. Taraftarları ya da şahsî menfaat peşinde koşanlar onun hilâfete olan liyakatini ispatlama konusunda birçok fazilet haberleri üretmişlerdir. İşte Muâviye’nin vahiy kâtibi olduğuna dair haberler de bu gayeyi gerçekleştirmek ve Şia'nın menfi propagandasını bertaraf etmek için ortaya atılmıştır.
Sayfa 112
Resulullah'ın Hz. Ali'yi Kardeş Edinmesi
Metin Durumu: Bazı âlimler kardeşlik akdinin Mekke'de Muhacirler arasında daha sonra da Medine'de Muhacirle Ensar arasında olduğunu, Hz. Ali'nin ise Mekke'deki kardeşleştirmede Resulullah (sav) tarafından, kendisine kardeş olarak ilân edildiğini söylemektedirler. Ancak Medine'deki kardeşleştirmede olduğu gibi böyle bir akdin nedenini
Sayfa 102-104
Reklam
Kırtas Olayı ile İlgili
Metin Durumu: Tarihe Kırtâs Hâdisesi olarak geçen bu haber, Şia'nın Hz. Ali'nin hilâfette olan hakkını ispat etmek için ileri sürmüş olduğu önemli deliller arasındadır. Şia'ya göre Resulullah (sav)'in burada yazdırmak istediği şey Hz. Ali'nin hilâfetiydi. Yine bu iddia sahiplerine göre Hz. Ömer bunu anlayınca söz konusu vasiyetin yazılmasını
Sayfa 126-129
Hz. Peygamber'in Önce Yakın Akrabasını Uyarmasıyla İlgili İnzar Hadisesi
Metin Durumu: Yemekte İnzâr Hâdisesi, Şia tarafından Hz. Ali'nin hilâfetine bir nass olarak telakki edildiği için rivâyet Şiî müellifler tarafından da ayrı bir önem atfedilerek işlenmiştir. İbn Teymiyye (728/1328) bu rivâyetteki Hz. Ali ile ilgili olan son kısmın ziyade olduğunu ve bu ziyadenin uydurma olduğunu vurgulamaktadır. Bu rivâyetin
Sayfa 81-83.
Rahip Bahira Kıssası'nın Uydurma Olduğuna Dair
Metin Durumu: Kaynaklar Resulullah’ın dokuz ya da on iki yaşlarında iken gerçekleştiğini ileri sürdükleri bu olayın benzeri bir hâdiseyi daha nakletmektedirler ki o da Resulullah’ın yirmi beş yaşında iken Hz. Hatice adına ticaret yapmak için kölesi Meysere ile Yemen'deki Habeş pazarina ya da Şam'a gitmesidir. Bu rivâyet, Resulullah bir ağacın
Sayfa 73-76
Şakku's-Sadr (Hz. Peygamber'in Göğsünün Yarılması) Olayı ile İlgili
Metin Durumu: a. Bu hâdise genellikle “Biz senin göğsünü açmadık mı? Belini büken yükünü üzerinden almadık mı? ayeti ile bağlantı kurularak anlatılmaktadır. Oysa burada söz konusu olan manevî bir ferahlık ve genişliğin verilmiş olmasıdır. Yoksa cerrahi bir müdahale değildir. b. Metinler arasındaki farklılıklar; kalbin ya da karnının kar, kar
Sayfa 61-63
Hz. Peygamber'in Doğumunda Yaşanan Olaylar Üzerine
Resulullah (sav)'in doğumu esnasında annesinden nurun çıkması rivâyetinin yanında yine doğumu ile ilgili birçok acayipliklerin meydana geldiğini ifade eden rivâyetler de vardır. Bunlar; putların yıkılması, Kisrâ Saraylarının şerefelerinin yıkılması, Farslıların bin yıldan beri yanmakta olan ateşlerinin sönmesi, Suvâ Gölü'nün yere batması, annesinin hamileliği esnasında hiç meşakkat çekmemiş olması gibi rivâyetlerdir. Resulullah (sav)'in doğum gününün kesin olarak tespit edilememiş olması bütün bu rivâyetlerin batıllığını ortaya koymaya yetmektedir.
Sayfa 54