Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hz. Şit - Fusûsu'l Hikem 2

Cemâlnur Sargut

Hz. Şit - Fusûsu'l Hikem 2 Gönderileri

Hz. Şit - Fusûsu'l Hikem 2 kitaplarını, Hz. Şit - Fusûsu'l Hikem 2 sözleri ve alıntılarını, Hz. Şit - Fusûsu'l Hikem 2 yazarlarını, Hz. Şit - Fusûsu'l Hikem 2 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
A'yan-ı sabite, lugat anlamıyla değişmeyen, sabit kalan kaynak demek olup, eşyanın varlığa bürünmesinden önce Hakk'ın ilminde ;1-mahiyetinin 2- varlığa büründürüldükten sonra ki kader ve kazasının yazılı olduğu bir çeşit dosyadır. Bir şeyin varlığı başka, mahiyeti başkadır. Ay'an ı sabite dış alemde var olan eşyanın, Allah'ın ilmindeki mahiyetleri, gizli hakikatleridir.
Adamın biri gelişigüzel bir bahçeye girmiş ve bir hurma ağacına çıkarak hurma yemeye başlamış. İşi fark eden bahçe sahibi ağacın altına, gelerek orada ne yaptığını sormuş, adam ise gayet rahat : Allah İn bahçesinden Allah'ın hurma ağacından Allah ın hurması yiyorum. " cevabın verince bu defa bahçe sahibi: afiyet olsun ye kardeşim... Diyerek bir ip ile bir kamçı alarak gelmiş ve adamı ağaca bağlayarak dövmeye başlamış, canın yanan adam bu kez feryat edip hiddetle haykırmaya başlayınca, bahçe sahibi: Allah'ın ipi ile seni bağladım vur dediği kamçı ile de nerene rast gelirse indiriyorum işte cevabını vermiş
Reklam
İnsan vücudunu saran benlik, kötülük, çirkinlik ve yokluk gömleğini yırtacak tek kuvvet, Allah aşkıdır. Nefs gömleği ilahi aşk ile yırtılan kimselerdir ki her türlü vücut ve ihtiras ayıplarından temizlenir. İnsan vücudu aşk eliyle yok olma derecesine ulaştığı gün, fani vücudun yerine ebedi vücut alır.
Aşk öyle bir enerjidir ki dağıtır ve toplar. Güneş kadar tesirlidir. Ve aşkın sonucunda insan, güneşi yani Allah'ın hakikatini idrak eder. Çünkü yaratılış aşktan zuhur etmiştir.
Yaratılmışlar, Yaratanın kendi güzelliğini görecek göz ve sevecek gönül aramasıyla zuhura gelmişlerdir.
Bütün alem Allah'ın birliğinin çeşitli aynalardaki tecellisinden ibarettir. Aslında ortada aynaya bakandan başkası yoktur. Farklılıklar ve zıtlıklar, birliğin en güzel ispatıdır. Aynaya yansıyan görüntü aslını ne kadar hatıtlatsa da gerçekte aslından cok şey yitirmiş bir görüntüdür.
Reklam
Alem-i ervahı ruhunda, alem-i ceberutu (vahdabiyet) aklında, alem-i lahútu (ahadiyet) da sırrında görmen lazımdır.
Ehadiyette, isimler ve sıfatlara yer yoktur. Hepsi saklıdır ve sırf Zat vardır. Vahidiyet'te, isimler ve sıfatlar birebir (açılımsız ve yaptıtımsız) Zat olarak ortaya çıkar. Ancak aralarında hiç bir fark yoktur. Biri diğerinin aynıdır. (yani sıfat, Zat'ın aynıdır.) Ulúhiyette ise isim ve sıfatların her biri özellik ve niteliklerine göre açığa çıkar
Hz. Peygamber " Rahman'ın nefesinin Yemen tarafından geldiğini hissediyorum" buyurmuştur. Yemen yönü nefsin yönü olmak hasebiyle rahmani nefes nefsi diriltir anlamındadır. Dolayısıyla nefsin dirilişi, Allah'ın rahmetinin tecellisi olduğuna delildir.
Mesnevî’de bir hikaye anlatılır. Adamın biri, her gece sabaha kadar “Allah’ım seni çok seviyorum” diye ağlarmış. Bir gece şeytan gelerek “Allah seni sevmiyor ki, sen devamlı onu anıp duruyorsun, en iyisi yat uyu”, demiş. Adam şeytanın haklı olduğunu düşünerek yatmaya yeltendiğinde, Rabbinin “Ey kulum, ben seni anmasam, sen beni nasıl hatırlayacaksın?” dediğini duymuş ve secdeye kapanmış.
Sayfa 142
46 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.