Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sayfa Sayısına Göre I. Murad Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre I. Murad sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre I. Murad kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Baki olan Allah'tır ve bekaya erebilmek Onun emri istikametinde hizmetle olur.
Osmanoğulları'nın rahm-ı mâdere (Anadolu'ya) düşüşü, Selçuklu'nun can çekişme safhasına rastlar. Devlet oluşu ise Selçuklu'nun ölümüne tevafuk eder.
Reklam
Osmanlıların değişik din ve mezhebe mensup milletlere tanıdıkları inanç hürriyeti, Balkan milletlerinin de kulağına gitmişti. Kendi ırklarından gelen kralların yahut aynı soydan olmakla birlikte mezhep taassubu yüzünden zulmeden beylerin ördüğü zulüm kıskacını tek bir güç bozabilirdi; o güç, Osmanlıların askeri ve siyasi gücü idi. Balkan milletlerinin çoğu bunu bekliyor, kiliseler, kendilerini dayanılmaz işkencelerden kurtaracak Osmanlıların bir an önce gelmesi için gizlice dua edenlerle dolup taşıyordu. Ve Sultan Murat, Balkan seferine Bursa'da hazırlanıyordu:)
Fethedilen şehrin en büyük kilisesini camiye çevirmek kutsi bir anane haline gelmişti.
Edirne'nin Fethi, Osmanlı tarihinde Bursa'nın Fethi gibi büyük bir dönüm noktasıdır. Bursa'nın Fethi, Osmanlılara Anadolu'dan Bizans'ın kökünü kazıma imkanı sağlamış, Kayı Han aAşireti'ni uç beyliğine yükseltip devlet kapısını açmıştır. Edirne Fethi ise Osmanlı Devleti'nin önüne İstanbul'u sermiş, devleti imparatorluk seviyesine çıkaracak yüksek merdivenin ilk basamaklarını döşemiştir.
"Edirne'yi insan kanı, insan canı pahasına aldık nazarımızda bir damla Müslüman kanı Bizans'ın bütün hazinelerinden daha değerlidir."
Sayfa 39 - Nesil yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Edirne'yi insan kanı, insan canı pahasına aldık, nazarımızda bir damla Müslüman kanı Bizans'ın bütün hazinelerinden daha değerlidir."
Sayfa 39 - Bizans İmparator’unun Edirne’yi geri almak için yaptığı tekliflere karşı Sultan Murad’ın cevabıKitabı okudu
Yerli halk ilk defa insani hakların farkına ve tadına vardı. Müslümanlarla kaynaştı. “Bizans askerlerinin püsküllü miğferlerine, Osmanlı yiğitlerinin sarığını tercih” eder oldu.
Ahiler, Alperenler, Gazi Dervişler
Şehler, beylerin meclisinde geleceğe ışık tutarken Alpler, at sırtında doludizgin geleceğe yürüyor; dervişler vaazlarıyla "devlet-i ebed müddet" mefkuresini aşılıyor. Ahiler, ticareti sistematiğe bağlayıp peygamber mesleğini aslına arca ediyorlardı. Ferdiyetçilik ortadan kalkmış, "Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için" anlayışı en yüksek idrak noktasına ulaşmıştı. "Ben" yok, "Biz" vardı. "Ben"deki enaniyet, ferdiyet, egoizm, "Biz"deki cevherin ümmet şuurunda kilitleşmiş, milletleşmişti.
Gibbons şunları yazmaktadır: "Şu vakıaya itiraz edilemez ki Osmanlılar, yeni zaman içinde milliyetlerini tesis ederken dinî hürriyet umdesinin temel taşı olmak üzere vaz etmiş ilk millettir. Arkası kesilmeyen Yahudi tazibatı ve engizisyona resmen muavenet mesuliyeti lekesini asırlar esnasında Hıristiyan ve Müslümanlar, Osmanlıların idaresi altında ahenk ve vifak içerisinde yaşıyorlardı.”
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.