Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İdealist İttihatçı Bir Muallim: Selim Sırrı Tarcan

Erhan Çifci

İdealist İttihatçı Bir Muallim: Selim Sırrı Tarcan Gönderileri

İdealist İttihatçı Bir Muallim: Selim Sırrı Tarcan kitaplarını, İdealist İttihatçı Bir Muallim: Selim Sırrı Tarcan sözleri ve alıntılarını, İdealist İttihatçı Bir Muallim: Selim Sırrı Tarcan yazarlarını, İdealist İttihatçı Bir Muallim: Selim Sırrı Tarcan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Selim Sırrı İsveç'te edindiği tecrübeleri belki de en güzel şu ifadesiyle açıklar: "İsveç'e pazularımla gittim, kafamla döndüm".
akıl fikirKitabı okuyor
"Türk'ün raksı(dansı) zeybektir."
Hanımefendiler, Beyler... Selim Sirri bey Zeybek raksini ihya ederken ona bir şekli medeni vermiştir. Bu sanatkar üstadın eseri hepimiz tarafindan seve seve kabul edilerek milli ve içtimai hayatımızda yer tutacak kadar mükemmelleşmiş, bedii bir şekil almıştır. Artık Avrupalilara 'bizimde mükemmel bir raksimiz var" diyebiliriz ve bu oyunu salonlarimizda, müsamerelerimizde oynayabiliriz. Zeybek dansı bu şekli ile her salonda kadınla beraber oynanabilir ve oynanmalidir. Mustafa Kemal Atatürk.
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
En büyük emelim de hususi bir beden terbiyesi mektebi açmak idi.1908 yılı Ekim'nin birinci günü Mercan yokuşunda, büyük bir hanın içinde "Terbiye-i Bedeniye Mektebi" açmaya muvaffak oldum.
Oğlum insanlar dünyaya iyilik etmek için gelmişlerdir. Herkese iyilik etmek lazımdır, bilhassa iyiliğe layık olanlara.
Değer verdiği iki arkadaşının israriyla 1907 yılı başlarında İttihat ve Terakki'ye giren Selim Sirri kısa sürede bu teşkilatın faal bir üyesi olur.
Bin yıl yaşasan yine cihan bu Gerdiş bu zemin bu âsümân bu Sultan Reşat
Sayfa 120Kitabı okudu
Reklam
Tarcan raksının hususiyeti kadınla birlikte oynanmasındadır. Ben, Atatürk'ün içtimai hayatımızda kadına verdiği mevkii düşünerek bu küçük eseri vücuda getirdim. Eğer kıymeti varsa yaşar.
Sayfa 105Kitabı okudu
Eserimi, 12 Ekim 1925 tarihinde, İzmir'de Hükümet dairesinde icra edilen kabul merasimi esnasında, izhar eyledikleri (gösterdikleri] arzu üzerine Atatürk'e izah ettim. Ebedi Şefimiz, ertesi akşam İzmir Kız Öğretmen okulunda icat ettiğim bu raksı görmek istedi. Talebemden Muallâ ile birlikte oynadım. Atatürk tekrar ettirdi. Sonra beni yanına çağırdı ve halka hitaben şunları söyledi: "Hanımefendiler, Beyler... Selim Sırrı Bey Zeybek raksını ihya ederken ona bir şekl-i medeni vermiştir. Bu sanatkar üstadın eseri hepimiz tarafından seve seve kabul edilerek milli ve içtimai [sosyal] hayatımızda yer tutacak kadar tekemmül etmiş (mükemmelleşmiş), bedii bir şekil almıştır. Artık Avrupalılara 'bizim de mükemmel bir raksımız var!' diyebiliriz ve bu oyunu salonla aramızda, müsamerelerimizde oynayabiliriz. Zeybek dansı bu şekli ile her salonda kadınla beraber oynanabilir ve oynanmalıdır."
Sayfa 104Kitabı okudu
Asırlardan beri kadının erkekle beraber raks etmemesi mühim bir noksan teşkil etmekte idi. Bunu düşünerek yeni vücuda getirdiğim Zeybek raksını kadınla beraber oynanır bir hale koydum. Kadına da aynı vezin dahilinde, aynı hareketleri yaptırdım; yalnız el ve kol hareketlerini kadının yaradılışındaki zarafete uygun bir tarza soktum. Bunun için şöyle bir şekil ettim: Zeybek, oyunun başlangıcında sevdiği kızı vakur ve ahaste adımlarla takip ediyor, ona yaklaşıyor, vücudunun güzelliğini, tavırları ahengini ifade eden hareketlerle gösteriyor. Kadın ile birlikte dans ediyor. Sonra kadın bir güneş gibi mihveri (ekseni) etrafında dönerek oynarken, erkek bir dünya gibi hem mihveri etrafında, hem güneşin etrafında muntazam adımlarla dönerek oynuyor. Bir gezintiden sonra, kadınla el ele verip ileri ve geri birlikte sıçıyorlar. Son figürde karşılıklı musikinin ahengine ayak uydurup diz çökerlerken nihai harekette erkek kadının dizini öpüyor. Bir gezinti ile oyun bitiyor. Temiz ve samimi bir sevginin ifadesi olan bu dansta, kadının bir güneş gibi erkeği nurlandığının ve erkeğin de son figürde diz öpmesi kadına karşı hürmetkârlığının bir ifadesidir. Erkeğin dili ile söylemediği duygularını raksta tavırları ile ifade edebilmesi için vücudunun çok işlek, hareketlerinin çok ahenkli olması lazımdır.
Sayfa 100Kitabı okudu
İsveçliler, 1890 senesinde Nässjô kasabasında oyun muallim mektebini kurarak milli rakslarına (danslarına] terbiyevi bir şekil vermişler. Eski raksların bir kısmını terk, bir kısmını tadil, bir kısmını da doğrudan doğruya ibda ederek ortaya çıkararak) bunları ananelerine sokmuşlar. İsveç Maarif Ne zareti bu raksların güftelerini, notalarını bastırıp mekteplere dağıtmış. Belediyeler aynı risalelerden yüz binlerce tabettirerek (bastırarak] bütün İsveç köylerine bedava tevzi etmişlerdir. İsveç operasına kadar giren, en asil ailelerin başlıca eğlencesini teşkil eden bu milli rakslarını gördükten sonra, kendimde ruhi bir intibah [uyanış] duydum. Davet olunduğum bazı ailelerin hususi müsamerelerinde bizim Zeybek oyununu yalan yanlış oynayarak Türklüğümle öğündüm.
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.