Ruh, kendi başına var olan ayn’dır; ölüm sırasında bedenden ayrılır; nimetlerin lezzetini tadar, azabın işkencesini duyar. Bedenin kendisi olmadığı gibi parçalarından herhangi birisi de degildir.
Hıristiyanların kralı konstantin ve taraftarları, iktidara geldiklerinde yıldızlara, aya ve güneşe yönelerek namaz kılmanın yerine doğuya dönülerek kılınan, güneşe karşı edilen secdelerin yerine de doğu yönüne secde yapılan yeni bir ibadet biçimi icat ettiler. Bunun yanı sıra gölgesi düşen somut putlara da tapıyorlardı. Nitekim hıristiyanlar bu gelenekten hareketle kiliselerde kutsal resimler yapma geleneğini başlattılar; gölgeli somut heykeller yerine sokaklara ve kilise duvarlarına boya ile resimler yaptılar.
Sözgelimi tartışmaya neden olan konularda Allah'ın ve Rasul'ünün hükmünü bilme hususunda yetersiz olduklarının farkında olmalarından dolayı imamlarını taklit eden insanların durumu bunun güzel bir örneğidir. Onlar taklit ettikleri imamları Peygamberin vekilleri kabul ederek şöyle derler: “bizim varmayı amaçladığımız nokta budur.” Bunlar arasında adil olanlarda başkalarına zulmetme yanaşmazlar; peşinden gittikleri imamın her söylediğini delilsiz doğru kabul ederek ona ters düştüklerinden dolayı diğer insanlara sözle ve eylemle saldırmazlar.
Peygamberlerin getirdikleri mesajlar kendilerine ulaşmayan insanlar cahiliye üzere yaşarlar. Vahyin kendilerine ulaşmaması nedeniyle onlar sapıklık, cehalet, şirk ve kötülük içindedirler.