İkondan Kanona sözleri ve alıntılarını, İkondan Kanona kitap alıntılarını, İkondan Kanona en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkiye'de devlet sadece politik bir aktör değildir, aynı zamanda teolojik bir aktördür. Türkiye'de devlet Vatikan'dır. Dinin, dindarlığın ne olduğunu, nasıl olması gerektiğini devlet tanımlar. Bu, 1930'larda da böyleydi. Bugün de böyle. Türkiye'nin politik teolojisinin temel kuralı budur.
Siyasal laiklik uzun süre Türkiye’de toplumsal sekülerleşmeye bir ket işlevi de görmüştür. Laiklik politikaları özellikle son yıllarda Türkiye'de çok yaygın olarak kullanılan "vesayet" kavramının işaret ettiği anlamda kamusallaşma filtreleri oluşturmuştur. Örneğin, kamusal alanın başı açık olarak girilebilecek bir yer olarak tarif edilmesi bu filtrelerin en önemlisidir. Bir tür “koşullu yurttaşlık" anlamına gelebilecek bu filtreler Türkiye'de dindarlığın sosyolojik anlamda “cemaat”leşerek kalmasını ya da kamusal alanı zorladığında da aşırı siyasallaşmasına neden olmuştur.
Türkiye'deki laiklik siyaseti hedeflediğinin tam tersi sonuçlara neden olmuştur. Devlet, laiklik siyasetiyle, din ile siyaseti birbirlerinden ayırt etmek ya da kendisine göre bunun tek yolu olarak dini kontrol etmek istemiştir. Sonuç, din ile siyasetin birbirlerine daha da yakınlaşması, hatta dinin devleti kontrol edebilir hale gelmesi olmuştur.
Türkiye'de laisizm (laiklik) tıpkı muhafazakârlık, liberalizm, milliyetçilik, sosyalizm, komünizm gibi modern bir siyasal ideolojidir. Yani Türkiye'de devletin bir sıfatı olması gereken bir özellik, siyasallaşarak diğer modern siyasal ideolojilerle rekabete girmiştir. ve bunu da özellikle dindarların inançlarını nasıl yaşamaları gerektiğini tanımlayarak yapmıştır. Bir anlamda dikey eksenin kavramı olan “laik”, yatay eksene taşarak, orada “siyasal” bir yer kaplamıştır. Bu noktada Carl Schmitt'in adını bir kez daha anmama sanırım gerek yok! Yani aslında Türkiye'de dinî siyasallaştıran devlettir.
"Türkiye'de son yıllarda gerçekleşenin, çevrenin merkeze taşınması olduğunu söyleyenler ve buna şiddetle itiraz edenler mevcut. Bence aslında olan, geniş anlamıyla sekülerleşmedir. İslâm, manastırından çıkıyor."
Laik markaj” Türkiye'de sekülerleşmenin Avrupa’ya göre daha “siyasal” bir biçimde gelişmesine neden olmuştur. Bir bakıma modernleşme projesi toplumun sekülerleşmesini hem ertelemiş hem de onu aşırı siyasallaştırarak yatay alanda kalmasına izin vermemiştir. İslamcılığın sivillik probleminin arkasında yatan nedenlerden biri budur.
Laiklik din ve devlet işlerinin ayrılması değil, devletin dine karşı nötrleşmesidir. Sekülerlik, dindarlığın bu dünya içinde ve içinde yaşanmasıdır. Yurttaşlar başka yurttaşları “laik” olmamakla eleştiremezler. Ama yurttaşlar, devletin "laik" tutumlar almasını talep edebilirler.