Çünkü özgürleşme, geniş anlamıyla, kendi geleneklerimizin ve pratiklerimizin baskıcı yönlerinden kurtulmak, özgürlüğü ve otonomiyi güçlendirenleri ise devam ettirmektir.
Topluluk salt var olmaz, topluluk kurulur. Toplululuk bir kurum değildir, hatta bir örgütlenme bile değildir, insanlar arasındaki bağ kurmanın bir yoludur ve topluluğun nasıl işlediğini anlamak, topluluğu tanımlamaktan daha büyük önem taşır.
Elitler dikey olarak; kurumlara sıkı sıkıya bağlı şekilde harekete geçer; toplumsal eylem “tedbirli ve kontrollü” bir şekilde gerçekleştirilir ve en yüksek noktası seçim çekişmeleridir. Bunun aksine yoksulların seferberliği, yatay ve daha kendiliğindendir ve ayaklanmaya bağlı olarak, “geleneksel akrabalık bağlarına ve bölgeselliğe ya da sınıfsal birlikteliklere” dayanır.