Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Çileler - Fedakarlıklar - Adanmışlıklar

İlim Yolunda

Abdulfettah Ebu Gudde

İlim Yolunda Gönderileri

İlim Yolunda kitaplarını, İlim Yolunda sözleri ve alıntılarını, İlim Yolunda yazarlarını, İlim Yolunda yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
... Zira ilim tahsilinde onların binekleri zorluk ve tevâzu idi
"-Yorgun ve uykusuz kaldığın günleri unuttun mu?" Ben de ona: "-Ey cahil, Yusuf'u görmenin yanında elleri kesmenin önemi yoktur. Arkadaşa götüren yol uzun değildir." dedim. Yürümene bak bıraksa da seni yolda vasıta, Allah verir ecrini bil ki sen gidersen yolunda.
Reklam
"Sen ilme her şeyini vermedikçe o sana bir kısmını bile vermez.
İlim içinse gurbet bakma dönüp geriye, Tartışmasız çıkarsın her zaman ileriye, Misk, kokar mı hiç başta, kalsa ceylân içinde, İnci, konar mi tâca, kalsa deryâ içinde.
406 syf.
10/10 puan verdi
Ilim öğrenmek yolunda
Bu kitabı okurken insan kendini düşünmekten alıkoyamıyor ve diyor ki; "Bu insanlar gerçekten böyle yaşadı mı? Bizler bolluk ve rahatlık içerisinde yaşadığımız için otuz sene boyunca bir ekmekle yatinmeyi düşünemiyoruz. Yada nebilim günlerce kitap okumak ilim öğrenmek için aç kalmayı. Bir insan yemek mi alsam kitap mi alsam diye ikilemde kalabiliyorsa biz onu nasıl anlarız ki? Gerçekten birşeyler öğrenmek için çaba gösterdiğini zannedenler bu kitabı mutlaka okumalı ve kıyaslamalı gerçekten gerektiği kadar çaba sarfediyormu diye.
İlim Yolunda
İlim YolundaAbdulfettah Ebu Gudde · Erkam Yayınları · 2011987 okunma
İlim uğruna çok büyük zorluklarla karşılaşan Gazali şöyle demiştir: “Yollarımız eşkiyalar tarafından kesildi. Eşkiyalar neyim varsa hepsini alıp götürdü. Peşlerine takıldım. Reisleri beni görünce: «–Geri dön şaşkın! Yoksa ölürsün» dedi. «–Sadece size faydası olmayan şu heybemi, bana geri vermenizi istiyorum» dedim. «–Ne varmış o heybede?» diye sordu. «–Kitaplarım var. O kitapları dinleyip yazmak ve ilim öğrenebilmek için çok diyarlar dolaştım.» deyince güldü ve: «–Nasıl ilim öğrendiğini iddia ediyorsun? Senden bunları aldığımızda ilmin kalmadı.» dedi. Sonra birkaç adamına emretti bana heybemi geri verdiler. Gazali bundan sonra şunları ekliyor: Bu olay bende, Allah’ın sevkiyle derin bir düşünce oluşturdu. Tus’a geldiğimde üç sene uğraştım ve yazdığım kitapları ezberledim. Şayet eşkıyalar yolumu kesip kitaplarımı alsa dahi bilgisiz kalmayacak bir vaziyete geldim.”
Reklam
Çölleri ve susuz yolları katetmeyi, zevk ve sefa içinde yaşamaya tercih ettiler. İlim ehline ve hadis ehline yakın olduklarında, yolculuklarındaki sıkıntıları nimet bildiler. Hadis ve rivayetlerin cem edildiği yerde eski elbiseye ve biraz ekmek kırıntısına razı olurlar. Mescitleri ev, sütunları dayanak, hasırları yatak yaptılar. Dünyayı bütünüyle arkalarına atarak yazdıklarını aş, rivayetleri sohbet, müzakereyi istirahat, mürekkebi misk, gecelerini gündüz, taşları yatak bildiler.
Ibn-i Hacer, “Fethul Bari’’adlı eserinde bu hadise şu şerhi düşmüştür: “Dünya nimetlerinin azlığı ilim öğrenme imkânı sağlar.”
Fakirlik vatanda olsa vatan sana gurbettir, Zenginlik gurbetteyse gurbet sanki evindir, Neresi olursa fark etmez arzın yüzü birdir, Kim varsa etrafta her kes sana dost ve kardeştir.
Dostların azalır azaldıkça paran pulun. Dün iyiyken onlara, şimdi kötü olursun.
Reklam
Günümüz insanlarına ne saçma gelir demi?
“İshak b. Mansur el-Kevsec, fakih ve âlimdi. Yine o İmam Ahmed’den fıkıhla ilgili bazı meseleleri tedvîn etmiştir. Hassân b. Muhammed, üstadlarının İshâk b. Mansûr hakkında şunu zikrettiklerini söylemiştir: “İshâk b. Mansûr, Ahmed b. Hanbel’in daha önce kendisinden not aldığı fıkhî görüşlerinden rücû’ ettiğini duyduğunda bunları bir torbada toplayıp sırtına yüklenmiş ve bu yüküyle yaya olarak Bağdat’a yola çıkmış, görüşünü aldığı her bir meselede kendisinden tuttuğu notları Ahmet b. Hanbel’e arzetmiş, o da ikinci defa görüşlerini takrîr etmiştir. Ahmed b. Hanbel de onun bu durumuna hayret etmiştir.”
Sayfa 21
Ilim kolay elde edilmez
Hâfız b. el-Cevzî52, fakîh Ahmed b. Hamdân el-Hanbelî53 ve Hâfız b. Kesîr’in54 ifade ettiklerine göre İmam Ahmed şöyle demiştir: “İlmi (hadisi) ve sünneti öğrenmek için Süğur’a, Şâmât’a, sahildeki şehirlere, Mağrib’e, Cezâir’e, Mekke’ye, Medine’ye, Hicaz’a, Yemen’e, Irakeyn’e, İran’a, Horasan’a, Cibâle, civar şehirlere yolculuk yaptım ve sonra Bağdat’a döndüm. Daha sonra Kûfe’ye gittim. Öyle bir evde kalıyordum ki başımın altında yastık yerine kerpiç tuğla vardı!
Sayfa 21
İlim ehli ile buluşmak ve birden fazla hocaya sahip olmak, öğretimde metot farklılıklarını görmesi sebebiyle talebeye, ıstılahları birbirinden ayırt etmede fayda sağlar. Böylece hem ilmi ıstılahlardan ayırır ve hem de ıstılahların, öğretimi muhafaza eden birer koruyucu olduğunu ve ilmî meseleler arasında ilgi kurabilmenin de birer usulünün bulunduğunu bilir. Meleke kazanma gücü derinlemesine ve sapasağlam artar.
Sayfa 16
İmam Ebû Hanife (r.a.) şöyle der: “Ulemanın güzelliklerini anlatan hikâyeler bana fıkhın çoğundan daha sevimli gelir, çünkü bu hikâyeler bize âlimlerin edep ve ahlakını öğretir.” İmam Ebû Hanife şu ayet-i kerimeyi bu sözüne delil olarak göstermektedir: “İşte onlar, Allâh’ın hidâyet ettiği kimselerdir. Onların yoluna uy ve de ki: “Ben ona karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O, sadece âlemlere bir öğüttür.” (En’am 90)
Sayfa 2
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.