Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İlk Atlas

Cahit Koytak

İlk Atlas Gönderileri

İlk Atlas kitaplarını, İlk Atlas sözleri ve alıntılarını, İlk Atlas yazarlarını, İlk Atlas yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ölüm gibi hızlı koşuyor bu atlar Su gibi güzel Göğün tavlasından beğenilmişler Şimşeklerle taranmış saçları Bulutlarla silinmişler Atla sırtına o güzel akan şeylerin
Ruhum kırk konak ötede Irmağı arayan Yıkık omuzlu süvari
Reklam
Kim olduğumu Çıkarmaya çalışıyorum Doldurulmuş bir kuş mu, Bir ağaç mı Bir mezar mı? Okla mı vurdular beni yukarda Kayalara mı oturdu teknem Yaz mı kuruttu gövde mi Ayaz mı? Niçin mırıldanıp duruyorum rüzgârda Kime duyurmak için Hangi yolcuya hangi yıldıza Adlarını batan şehirlerin Katledilen habercilerin?
Atlar ağaçların kuzenleridir Ve rüzgâr da ağabeyleri ..... Çekip gidecekleri günü bekliyorlar Peşinden atların ve rüzgârların
balkonlardan dışarı süreceğiz atları ve atlarda biriken uzaklıkları
Ama yıllar kör olduğumu gösterdi bana Dünya ışığına çıkınca
Reklam
Kalabalıkta İlk çığlığı atacakmış gibi Bağrını açık tutan Ama hiç ses çıkarmayan ermiş Hangi dağın içinde tutuyorsun sesini Kurtların vaşakların sırtını okşayarak, ..... Kalk artık, kalk haykır Gemiye koş, tayfanı topla.
Bana gelince, ben, derinlerden kopacak Patlamayı bekliyorum,..
Bir demir kapıyım ben Gelip geçersen zihnimden Rezelerimden kopar da Koşarım peşinden Adsız bir tepeyim ben Gelip geçersen düşümden Tozu dumana katar Eserim peşinden Eski bir köprüyüm ben Gelip geçersen üstümden Çöker de yüzükoyun Akarım peşimden İzbe bir ormanım ben Gelip girersen bağrıma Ateş alır da özümü Yakarım peşinden
Gel artık gel artık Al bunları ben kurtulayım Aklımı dindireyim Zırhımı ikiye böleyim Al bunları benden Bu sahipsiz bahçeyi Bu yankısız ruhu Sözlerini ayak seslerini Yapraklarını dikenlerini
Reklam
Bir ikindiüstü Sultanahmet'te Yorgun bir minare Birden diz çöküp oturuyor Ve merhaba diyor ona Merhaba, iyi günler Iskatlanmış hazır duaları andıran O çok semiz çelebi güvercinler
Orada olmaman mı yahut, O mucizevî şiir sefinesinde, O yüzlerce Nuh'tan biri Olamaman mı, Seni sessiz sessiz ağlatan, böyle? ..... Yoksa, onlar, yerin, göğün, erdemin Ve şiirin fatihleri, Varlığın esrik dalgaları üzerinde Köpük köpük deniz kuşları gibi İnip çıkarken öyle, Senin, burada, evinde, Bu karaya oturmuş küçük gemide, Bu küçük ve süslü gemide Bu kupkuru, çağıltısız Monitörün karşısında Bir tufan bekleyip duruyor olman mı Seni ağlatan?
Ruhumu kurtarmaya çalışıyorum Dualarla perhizlerle Susarak somurtarak Ve gizlenerek kıyı bucak
Nasıl da tükenmişiz biz yolcular Mağrur perçemlerimizden tutulmuş Göğüslerimiz kurumuş Erimiş hançeremiz Göz oyuklarımıza Batan şehirlerin kumu dolmuş Asık suratlarla geçiyoruz koridorları Yorgun inançsız Günbatımının tabanıyla ezilmiş Ve eriyip akıyoruz surlardan dışarı .... Mağlup omuzlarımıza sitemle Göğün ağırlığını indiren Gözdağı veren Meş'um çığlıkları içinde sahra kuşlarının
156 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.