Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tanrı Parçacığından Güneşe Evrenin Evrimi

İlk Bir Saniye

Ali Demirsoy

İlk Bir Saniye Gönderileri

İlk Bir Saniye kitaplarını, İlk Bir Saniye sözleri ve alıntılarını, İlk Bir Saniye yazarlarını, İlk Bir Saniye yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Geleneksel yaklaşıma göre, sıcaklık, şu anda Evren'deki herhangi bir noktada olmayan yüksek sıcaklığa sahipti (aslında atom yapısı oluşmadığı için sıcaklık parmetre olarak henüz oluşmamıştı). Bu yaklaşıma göre, öz tamamen yoğunlaşmış bir enerjiden başka birşey olamazdı. Büyük bir olasılıkla milyarlarca derecelik sıcaklığa ya da enerjinin başka bir formuna sahip olan bu öz, sonsuz denebilecek bir yoğunluğa, yani gravitasyona sahipti. Doğal olarak böyle bir gravitasyonda tek bir parçacığın dahi bu kütleyi terkedemeyeceği açıktır. Yani böyle bir öz esasında kapkaranlık bir kütleydi. Keza hem ışık hem de zaman, gravitasyonun yoğunluğuna bağlı olarak büküldüğü için, böyle bir gravitasyon alanında herhangi bir manyetik dalganın kütleyi terketmesi ve zamanın da yer aldığı uzay-zaman boyutunun başlaması da düşünülemezdi.
Sayfa 140Kitabı okudu
Doppler yöntemiyle yapılan ölçümlerde, bazı gök cisimleri birbirine yakınlaşsa da genelde hepsinin bizden ve birbirlerinden uzaklaştığını görmekteyiz. Şişen bir sabun köpüğü gibi. Ancak bir merkezden ayrılıp dışa doğru genişleyen bir kabuk gibi değil, patlayan bir mısırın genişlemesi gibi yani içindekiler de dışındakiler de birbirinden ayrılıyor. Genişleme ilerledikçe gök cisimleri arasındaki mesafeler de açılmaktadır. Dolayısıyla belirli bir hacimdeki madde miktarının seyrelmesi bize aynı zamanda genişleme hızını verecektir. İki gök cisminin birbirinden ayrılma hızı, aralarındaki mesafe ile orantılıdır. Birbirlerine ne kadar uzaklarsa, birbirlerinden ayrılma hızı da o denli fazladır. Bu nedenle de her gök cismi birbirinden uzaklaşmaktadır.
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
Kütlenin oluşumu ile zaman da başlamış oluyor. Genişleme sürdükçe birim başına düşen kütle miktarı azaldığı için zaman da genişlemeye başlıyor ve bu nedenle geleceğe doğru yol alıyoruz. Kütlenin ve hızın farklı olduğu ortamlarda zamanda değişiklik ortayı çakmaktadır. Örneği, yoğun kütlesi olan gök cisimlerinde saatler daha yavaş çalışır; zaman daha yavaş akar; tersinde ise hızlı akar. Aynı şekilde birim zamanda alınan yola göre de zaman hızlanır ya da yavaşlar. Eldeki bilgilere göre saniyede 300.000 km yol alındığında zaman sıfırlanır (durur). Daha düşük hızlarda da zamanda daralma olsa da tespiti oldukça zordur.
Sayfa 121Kitabı okudu
Big-Bang'den önce atom yapısı olmadığı için enerjiden de söz edemeyiz. Dolayısıyla Big-Bang'den önce şu kadar yüksek derecede ısı vardı gibi bir tanım da anlamsızdır. Büyük bir olasılıkla bu evrede ne kütle ne de enerji vardı. Foton olmadığı için görünür bir nesne de olamazdı.
Sayfa 120Kitabı okudu
Big-Bang öncesi Sürekli Evren (evren hep var) (kuvarklar, subatomik ögelerden oluşmuş) var. Bu dönüşüm sırasında dűşünce sistemimizin ve tüm değerlerimizin, ölçülerimizin temeli olan, Evren'i bir bütünlük içinde tutan ve Evren'in mimarisini oluşturan "Newton Yasaları" olarak bilinen yapı ve kuvvetler ortaya çıktı. Bu noktadan önce doğa yasaları oluşmadığı için, matematiksel denklemler hariç, bizim algılama sistemimiz ile daha öncesini hayal etmek söz konusu değildir. Bu evreden önce de Evren vardı; ancak başka yasalar geçerliydi. Unsur olarak 12 küsür subatomik parçacık tanımlanmıştır (mezon lepton, nötrino vs). Fotonların bu evredeki oluşum ve dönüşümleri çağdaş fiziğin en çok uğraşı alanlarından birini oluşturmaktadır. Bu dönüşüm sırasında fiziki olarak şunlar oluştu: Yapı olarak: Elektron, nötron, proton ve ara faz olarak fotonlar çıkar. Kuvvetler Olarak (Büyükten Küçüğe) Kuvvetli etkileşim (çekirdek içi kuvvetler =1), Elektromanyetik etkileşim (elektron ile çekirdek arasındaki etkileşme = 103), Zayıf etkileşim (radyoaktif etkileşme = 10-10), Kütleçekimi = gravitasyon (kütleler arasındaki etkileşme kuvvetleri = 10-49). Kısa mesafelerde kuantum kuralları geçerlidir; uzun mesafelerde tam olarak bilemediğimiz gravitasyon = Kütle çekimi kuralları geçerlidir. Evren'in temel unsurları olarak: Kütle, zaman, enerji, kuvvet ve hız ortaya çıktı ve Evren bu özellikler üzerine kuruldu.
Sayfa 119Kitabı okudu
Big-Bang öncesi evren
O güne kadar var olan atomaltı parçacıklarının (mezon, lepton, graviton, pozitron vs. bilinen 12 parçacığın) elektron, nötron ve protona dönüşmesi ile ilk olarak atomlar ve buna bağlı olarak kütle (başlangıçta element olarak sadece hidrojen) ortaya çıktı. Daha önce ağırlık diye bir ölçüm de olmayacaktı. Çünkü kütle çekimi oluşmamış olacaktı. Madde oluşurken yan ürün olarak görmemizi sağlayan ve fotosentezi yapan fotonlar oluştu. Sonuçta bir parçası olduğumuz Evren, mimarimizi oluşturan maddeler ve kuvvetler 13.7 milyar yıl önce başka bir Evren'in uzantısı olarak dönüşerek oluştu. Atomların ve elektron yörüngelerinin oluşması ile enerji aktarımı sağlandı ve böylece ısı ve sıcaklık ölçülür hale geldi. Gittikçe azalan kütleçekiminden dolayı Evren'i oluşturacak hacim ortaya çıktı ve böylece hız bir parametre olarak evrensel yasaların içine girmiş oldu. Daha sonra hidrojenin yıldızlar, novalar ve süpernovalarla nükleer olarak bir çeşit pişirilmesi ile 92 (+) element oluştu.
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
Big-Bang oluşmadan (önceki) evrede var olduğunu varsaydığımız mezon, lepton, nötrino, pozitron, graviton ve Higgs bozonu ve diğerleri Evren'deki hiçbir madde ile etkileşemezler. Evren'deki tüm malzeme, enerji düzeyleri ne olursa olsun bu parçacıklar için saydamdır. Yani tabiri caiz ise bir taraftan girip; etkileşim yapmadan, diğer taraftan, değişime uğramadan, kırılmadan varsa enerjisinden yitirmeden, varsa hiçbir fiziksel özelliğini yitirmeden çıkarlar.
Sayfa 116Kitabı okudu
Big-bang
Patlama sırasında ilk defa bu parçacıklardan, atomları oluşturacak proton, elektron, nötron sahneye çıkıyor ve bunların organizasyonu ile kütle ve ara faz olarak fotonlar ortaya çıkıyor. Kütleçekimi kuvvetinin doğuşu ile zaman başlıyor. Bu arada oluşan kütle, patlama ile yayılıp Evren'i yaparken hacim başına düşen kütle miktarı azalıyor ve kütle miktarı azalınca kütle çekimi de düşüyor ve buna bağlı olarak zaman genişliyor. Biz de geleceğe doğru yol almaya başlıyoruz. Bu anlatılanlar çağdaş fizikte görelilik kuramının ana unsurlarıdır. Elimizdeki bilgiler zamanın 13.7 milyar yıl önce başladığını göstermektedir. Bu aşamaya gelmeden zaman oluşmadığı için hiçbir şeye once ya da sonra gibi bir sıfat takamayız. Sanki zaman donmuştur. Çağdaş fizikte bu nedenle maddeye (en, boy ve yüksekliğin yanı sıra) bir de zaman boyutu eklenmiştir. Bu nedenle Big-Bang'den önce sorusu anlamını yitirir.
Sayfa 115Kitabı okudu
Zamanın kütle çekimine bağlı bir parametre olduğu çağdaş fizikte kanıtlanmış durumdadır. Kütleçekimi arttıkça zaman yavaşlamaktadır. Zaman, kütlenin olduğu yerde işleyen bir süreçtir. Kütle yok ise zaman da başlayamaz. Big-Bang 'e kadar bilinen bir kütle yok. Bu dönüşüm sırasında Higgs bozonlarından (parçacıklarından) kütle ortaya çıktığı sanılıyor. Cern araştırmaları da bunu kanıtlamaya yöneliktir. Aslında bir daha vurgulamak gerekiyorsa maddeden enerji oluşturma atom zincirleme tepkimeleriyle (atom reaktörleri ve atom bombası) kanıtlandı. Örneğin, çok küçük bir uranyum elementinin parçalanması ile büyük enerji elde edilebilir. Ancak enerjiden madde oluşumu yakın zamana kadar kanıtlanamamıştır. Cern'deki çalışmalar Higgs bozonlarından nasıl madde elde edildiğini göstermeye yöneliktir.
Sayfa 115Kitabı okudu
Ancak elektron ve protonların bile bozulacağı bir enerji düzeyine ulaşıldığında (mezon, lepton, nötrino vs), bir maddeden ve artık bir çarpma etkisinden söz edilemeyeceğine göre bu aşamadan sonra sıcaklıktan da söz edilemez. Hatta enerjiden bile söz edilemez. İşte Big-Bang'den önce çok küçük bir hacimde (bu da varsa) Evren'i oluşturacak malzemenin öncülerini bir arada depo edebilme bu sıcaklık yoksunluğundandır. Dönüşüm aynı zamanda enerjinin de ortaya çıktığı evredir. Çok kişinin, bu evreden önce sıcaklığın milyarlarca derece olan bir hacimde tutulmasını anlayamamalarının nedeni de bu dönüşümü anlayamamakta yatar. Enerji büyük bir olasılıkla atom altı parçacıklarının, özellikle Higgs Bozonu'nun (parçacığının) kütleye dönüşmesi sırasında ortaya çıkan bir yan üründür. Bu aşamada daha yüksek bir sıcaklıktan söz etmenin bir anlamı yoktur. Sıcaklık da bu değişim-oluşum sırasında ortaya çıkan bir yan üründür. Büyük bir olasılıkla bu aşamada, bütün bunları incelemeye kalkışan bir insan olsaydı ne bir ışık ne bir sıcaklık algılayacaktı. Çünkü ışık ve sıcaklık daha sonra ortaya çıkan bir üründü. Dolayısıyla hiçbir şey göremeyecektik, tutamayacaktık, his edemeyecektik. Evrenin oluşumundan sonra bütün bu özellikler eşit olarak dağılmamıştır. Bu nedenle Evren'in çeşitli yerlerinde oluşabilecek canlılığın da fiziksel sınırları zorlamadan farklı algılama sistemlerini geliştirebileceğimizi söyleyebiliriz
Sayfa 114Kitabı okudu
171 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.