Tanrı Parçacığından Güneşe Evrenin Evrimi

İlk Bir Saniye

Ali Demirsoy

İlk Bir Saniye Gönderileri

İlk Bir Saniye kitaplarını, İlk Bir Saniye sözleri ve alıntılarını, İlk Bir Saniye yazarlarını, İlk Bir Saniye yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Değişik bağıntılardan uzaklıkları ölçme yöntemini bulan İskenderiyeli Eukleides (Öklit) (M.Ö. 330-275) ve İngiliz Isaac Newton'a (M.S. 1643-1727) ilham veren, Dünya'yı Tanrıların yardımına başvurmadan incelemeye çalışan, Babilliler gibi Dünya'nın sudan oluştuğunu savunan, Babil'den ve Mısır’dan bilimin İyonya'ya taşınmasında önemli görev alan Milas'lı Thales (M.Ö. 624-546) bu kültürün değerli bir ürünü ve üyesiydi.
Pitagoras'dan 300 yıl sonra yaşamış Aristarchus (Aristarkus) (M.Ö. 310-230) gezegenler sisteminin merkezinin Dünya değil, Güneş olduğunu ve tüm gezegenlerin Dünya çevresinde döndüğünü, gece ve gündüzün bu dönme sonucunda oluştuğunu; Güneş'in, Ay'dan daha uzak ve hem Ay'dan hem de Dünya dan daha büyük olduğunu ilk olarak ileri süren bir düşünürdü. Bu konuda yazmış olduğu kitaplar ne yazık ki her şeyi Tanrı adına yaptığını söyleyen Ortaçağ'ın din adamları tarafından ortadan kaldırılmıştır. Din baskısının etkisiyle, bu değerli gözlemciden yeterince yararlanılamamıştır.
Reklam
Bundan 2.500 yıl önce İyonya'da kaçınılmaz bir uyanış ortaya çıktı ve bugünkü bilime büyük katkıları olan bu toplulukta birçok insannesnelerin atomlardan oluştuğuna, canlıların basitten evrimleşerek geliştiğine, dünyadaki birçok anlaşılmaz gibi görünen şeylerin Tanrılar tarafından değil doğadaki ögelerin etkileşimleri sonucu ortaya çıktığına, doğadaki bilinmezlerin dini telkinlerin ötesinde çözülmesini sağlayan yolların olacağına inandı ve kargaşa anlamına gelen kaostan, düzen anlamına gelen kozmos kelimesini Evren'in adı olarak kullanmaya başladı.
Ay'ın tutulmasında yeryüzüne düşen gölgenin kavisli olmasına bakarak yeryüzünün yuvarlak olduğunu ilk defa ortaya atan, kendi adıyla anılan kuramı bulan, düzenli ve uyumlu anlamına gelen kozmos sözcüğünü dünyada ilk defa kullanan, matematiğin Tanrılar âleminin bir parçası olduğuna inanan Pitagoras (Pitagor) (M.Ö. 584-504) bu gelişimin öncülerindendi.
Mezopotamya halkları, Babilliler ve Sümerler yüksek dağların başına yaptıkları Ziggurat denen kulelerde gökyüzünü tüm yıl boyuncu gözlemiştir. Amaç, üstü açık olan bu kulelerin üzerine düşen Güneş'in oluşturduğu gölgeleri ölçerek, senenin belirli zamanlarında olabilecek yağmur vb. olayları önceden saptamak ve gerekli tarımsal girişimleri yapmaktı. Böylece tohumun toprağa ne zaman atılacağı, yağmurun ne zaman geleceği saptanabiliyordu. Bu gözlemler sırasında şu sonuca varıldı: Gözle fark edilebilen gezegenler (Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn) ve Güneş-Ay ikilisi ve sonra arş-1 âlâ denen yıldızlar 7 katlı gök/evreni oluşturuyordu. Böylece hafta 7 gün yapıldı; ölülerin her gün bir kat çıktığı bu nedenle 7. gün ölü yemeği verilmesi gerektiği; beddua ederken 7 kat yerin dibine geçesin; .... 7 belanı versin; 7 su geçesin; 7 kere boş ol, 7 kere tövbe ederim sözcükleri; cennet ve cehennemin 7 kat olması bu gözleme göre üretildi. Bu yaratılış öyküsü Semavi dinlere geçti. Bu kurgu Semavi dinler aracılığıyla Avrupa'ya da yayıldı. Kilise 7. katın dışını Tanrı katı olarak ilan etti.
Paris, New-York ve Moskova Bilimler Akademisi, Evren'de değişmez kuramın ya da tanımın sadece "Evrim Kuramı" olduğunu beyan etmiştir. Bu kavramın diğerlerinden ayrıcalığı, içeriği tümüyle değişse de anlamının değişmez kalmasıdır; çünkü kuramın zaten kendisi değişimin ilkelerini incelemeyi amaçlamaktadır.
Reklam
170 öğeden 171 ile 170 arasındakiler gösteriliyor.