İmam Maturidi ve Maturidiyye Mezhebi

Orhan Şener Koloğlu

İmam Maturidi ve Maturidiyye Mezhebi Gönderileri

İmam Maturidi ve Maturidiyye Mezhebi kitaplarını, İmam Maturidi ve Maturidiyye Mezhebi sözleri ve alıntılarını, İmam Maturidi ve Maturidiyye Mezhebi yazarlarını, İmam Maturidi ve Maturidiyye Mezhebi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnanç esaslarının aklî açıklamalarla desteklenmesi şeklindeki anlayış Eşarî ile aynı dönemde yaşayan Ebû Mansûr el-Mâtürîdî tarafından merkeze uzak bir coğrafyada, Orta Asya’da Özbekistan sınırları içerisinde kalan Mâverâünnehir'de geliştirilmiştir. Hanefî mezhebine bağlı olan Imam Mâtürîdî, Hanefî mezhebinin önderi Ebû Hanîfe’nin dinî konuların anlaşılmasında akla önem veren anlayışını devam ettirerek inanç esaslarını aklî delillerle açıklamış, bölgede var olan sapkın anlayış ve akımlarla mücadele etmiştir. Onun anlayış ve görüşleri sonraki dönemlerde bölgede yaşayan Hakîm es-Semerkandî, Ebü'l-Yüsr el-Pezdevî, Ebu'l-Mu'în en-Nesefî, Nureddîn es-Sâbûnî ve Ebü'l-Berekât en-Nesefî gibi âlimler tarafından devam ettirilmiş, bunun sonucunda Imam Mâtürîdî'nin düşünceleri temelinde yükselen Mâtürîdiyye mezhebi ortaya çıkmıştır.
Sayfa 11
Ehl-i sünnet'in iyice belirginleşmesi ise Abbâsîler zamanindadır. Ehl-i bid'atın, özellikle de Mu'tezile’nin güçlendiği Abbâsîlerin ilk dönemlerinde (III./IX. yüzyılın başları) Ehl-i sünnet anlayışını, esas itibariyle önderliğini Ahmed b. Hanbel'in (ö. 241/855) yaptığı “ehl-i hadis” denilen âlimler temsil etmekteydi. Bu dönemde özellikle Mu'tezile ekolü mensupları israrla tartışma gündeminde tuttukları Kur'ân'ın yaratılmışlığı fikrini Abbâsî iktidarının siyasi desteğini de alarak âlimlere ve halka zorla benimsetmeye çalışmış, hatta bunun için dönemin önde gelen âlimlerine işkenceye ve ölüme varan baskılar uygulamıştır. Ancak bid'at niteliği taşıyan bu görüşlerini reddederek Mu'tezile’ye karşı direnişin sembolü haline gelen Ahmed b. Hanbel'in çabaları sayesinde İslâm dünyasının merkezî bölgelerinde Sünnî anlayış güçlenmiştir. Ahmed b. Hanbel ve onunla aynı çizgiyi benimseyen Ehl-i hadis âlimleri, hadis rivayetiyle yoğun bir şekilde meşgul olan, dini konularda hadislerde var olan bilgilerle yetinmeyi tercih eden bir anlayışa sahiptiler. Bunlar özellikle Mu'tezile’nin inanç esasları hakkında akıl yürütmeye dayalı görüşlerine tepki olarak inanç esaslarının bütünüyle naslardan hareket edilerek belirlenmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Sayfa 9
Reklam
Aslında dinin temel konularında Hz. Peygamber'in (s.a.s) ve ashâbın yolunu takip edenler anlamında Ehl-i sünnet anlayışı İslâm'ın doğuşundan itibaren her zaman vardır. Ancak Ehl-i sünnet isminin ortaya çıkışı ve Ehl-i sünnet anlayışının belirginleşmesi özellikle ehl-i bid'at denilen grupların ortaya çıkmasından sonra gerçekleşmiştir. Nitekim erken
Sayfa 7
Ameli imanın kapsamına katarak amelinde kusur olan bir kişiyi İslâm toplumunun dışına atan radikal ve hoşgörüden yoksun bakış açılarıyla ümmet bilincinin ve kardeşlik duygusunun gelişmeyeceği ortadadır. Aslolan müminleri ortak paydada toplayabilmek, dışlayıcı ve bölücü anlayışları değil, kapsayıcı ve bütünleştirici bakış açılarını ortaya koymaktır. İşte Mâtürîdiyye mezhebi kalbinde tasdik olan herkesin İslâm toplumunun bir parçası olduğunu söyleyen iman anlayışıyla bunu yapmıştır. Bu kapsayıcı, bütünleştirici ve hoşgörülü iman anlayışı sebebiyle Mâtürîdî düşüncenin günümüzde de izleri görülen IŞİD gibi katı selefi ve hatta hâricî bakış açısına sahip tekfirci ve dışlayıcı anlayışların panzehiri olduğu söylenebilir.
Sayfa 95 - TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARIKitabı okudu
Geri15
54 öğeden 51 ile 54 arasındakiler gösteriliyor.