İnanç ve İktidar - Ortadoğu'da Din ve Siyaset
Bernard Lewisİnanç ve İktidar - Ortadoğu'da Din ve Siyaset Gönderileri
İnanç ve İktidar - Ortadoğu'da Din ve Siyaset kitaplarını, İnanç ve İktidar - Ortadoğu'da Din ve Siyaset sözleri ve alıntılarını, İnanç ve İktidar - Ortadoğu'da Din ve Siyaset yazarlarını, İnanç ve İktidar - Ortadoğu'da Din ve Siyaset yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bellek bir birey için neyse,tarihte toplum için odur. Bellek yitimine amnezi,bellek bozulmasına nevroz deriz; tarihini boşlayan ya da çarpıtılmış tarihten beslenen toplum da belleğini yitirmiş ya da Nevrotik bir toplumdur.
İngiliz monarşisinde kızlar ardıl olabilirdi; Mary, Elizabeth, Anne, tabii ki Victoria ve şu andaki kraliçe gibi çok kayda değer kraliçeler olmuştur. Fransa’da ve hepsinde olmasa da, kıta Avrupa’sındaki birçok monarşide kadınların ardıllığı kabul edilmez; bu, diğerlerinin yok olduğu hâlde İngiliz monarşisinin hâlâ ayakta olmasının nedenlerinden biri olabilir.
Sayfa 161Kitabı okudu
Hristiyanlığın temel metni Matta 22:21’dir: “Öyleyse Sezar’ın hakkını Sezar’a, Tanrı’nın hakkını Tanrı’ya verin.” Bu söz farklı biçimlerde yorumlanmışsa da genelde toplumun iki ayrı alanının tanınması olarak kabul edilmiştir; biri siyasetle, iktidarla ilgilenir, diğeri dinle, ibadetle ilgilenir, her biri kendi kurumu, kadrosu ve kurallarına sahiptir. Hristiyanlık tarihine baktığımızda her zaman bu ikisi vardır. -bazen birleşikti, bazen ayrı; bazen iş birliği bazen çatışma; bazen egemendi kimi zaman diğeri, ama her zaman imperium ve sacerdotium, hükümdarın gücü ile rahiplerin gücünü temsil eden iki ayrı otorite olmuştur. Müslümanlık ve Musaevilik’te buna karşılık gelen bir ayrım yoktur.
“Müslümanlığın gelişmesi oldukça farklıydı. (Hz.) Muhammed, deyim yerindeyse, kendisi Konstantin’di. Yaşarken devlet kurdu, devlet adamlarının yaptığı işleri yaptı. Orduları yönetti, savaştı, barış yaptı, vergi topladı, adalet dağıttı. Bu nedenle Hristiyan belleği, yüzyıllar süren zulüm ve acının, sonunda bir devleti etkilemesinden oluşurken, İslam’ın kutsal yazıları ve belleği, kurucusunun yaşamı boyunca tam bir inanç ve iktidar kimliğine sahiptir.
Sayfa 51Kitabı okudu
Arap dünyasındaki en önemli toplumsal sorunlardan biri, İslam dünyasının diğer yerlerinde olduğu gibi, kadınların durumudur. Kadınlar, nüfusun yarısından biraz fazlasını oluştururlar, ama çoğu Arap ülkesinde hiçbir siyasi güçleri yoktur. Bazı Müslüman gözlemciler, toplumlarının gelişmiş Batı ve hızla gelişmekte olan Doğu'ya kıyasla gelişmemiş olmasının başlıca nedenlerinden birinin Arap kadın nüfusunun bastırılmış, ezilmiş konumu olduğunu belirtmektedirler.
Sayfa 90Kitabı okudu
Herhangi bir inancın kutsal savaşçılarına göre, karşıtları kim olursa olsun ve hangi koşullarda olursa olsun, inananlar her zaman haklıdır, kâfirler her zaman haksızdır.
Bellek bir birey için ne ise, tarih de toplum için odur. Bellek yitimine amnezi, bellek bozulmasına nevroz deriz; tarihini boşlayan ya da çarpıtılmış tarihten beslenen toplum da belleğini yitirmiş ya da nevrotik bir toplumdur. Bu, bir toplum için tehlikeli bir durumdur.
...kadınlar, Orta Doğu'da demokratik bir geleceğin kuşkusuz önemli, daha doğrusu temel, bir parçası olacaktır.
Üyelerinin yarısı sürekli bir boyun eğme durumunda kaldığı, diğer yarısının da kendini evin hakimi olarak gördüğü sürece, hiçbir toplum gerçekçi olarak özgür kurumlar oluşturmaya ve işletmeye yeltenemez.
İslam topraklarında demokrasinin en büyük savunucuları da yine kadınlar olabilir. Başarısızlığıyla en çok kaybedecek grup oldukları kesindir.
(Osmanlı da) Yeni bir padişah tahta çıktığında, çevresindekiler "Kibirlenme Sultanım, senden büyük Allah var." diye seslenirlerdi.
"Onlar (Almanlar) bin yılda 400.000 Yahudiyi kabullenemediler. İki milyon Türk'ü kabullenebileceklerini nasıl umabiliriz?"
Sayfa 206Kitabı okudu
Büyük bir çaba gerektirdiğine, sonucun belirsiz olduğuna, ama çabanın gösterilmesi gerektiğine inanıyorum. Yw onlara özgürlük getireceğiz ya da onlar bizi yok edecekler.
Sayfa 187Kitabı okudu
Cennetleri biraz farklıdır, ama cehennemleri birebir aynıdır.
Sayfa 174Kitabı okudu