İnanç ve İsyan Ozanı Pir Sultan Abdal

Nergishan Tekin

İnanç ve İsyan Ozanı Pir Sultan Abdal Gönderileri

İnanç ve İsyan Ozanı Pir Sultan Abdal kitaplarını, İnanç ve İsyan Ozanı Pir Sultan Abdal sözleri ve alıntılarını, İnanç ve İsyan Ozanı Pir Sultan Abdal yazarlarını, İnanç ve İsyan Ozanı Pir Sultan Abdal yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Şah” kavramı gibi “Mehdi” kavramı da adeta beden değiştirebilen bir ruhtur ve geçişken bir özellik taşır. Bu nedenle Pir Sultan deyişlerinde yalnızca şaha değil aynı biçimde Mehdi’ye de umut bağlanır. Pir Sultan deyişlerinde açık bir şekilde fark edilen var olan ve ideal olan bu iki dünyanın nitelikleri, onların temsilcileri konumunda olan şahıslarla anlatılır. Bir tarafın lideri şah veya Mehdi iken, diğer tarafın lideri Yezit’tir. Tıpkı şah ve Mehdi’de olduğu gibi Yezit’le kastedilen de bir kişiden çok bir roldür ki Yezit’e kötü rol biçilmiştir. Fakat burada bile ikisi arasında önemli bir ayırım yapılmıştır. Şah veya Mehdi don değiştirme kerameti ile farklı kişiler veya varlıklar ortaya çıkabiliyorken, Yezit’in böyle bir kerameti yoktur. Yezitler her dönemde vardır ve onlara gücü yetecek bir şah ya da Mehdi de Tanrı tarafından her zaman gönderilir. Pir Sultan’ın birbirine zıt bu iki şahıs kadrosuna karşı duruşu, Hz. Ali’ye uyanlara sevgi ve dostluk gösterme anlamına gelen “teberra” ve Hz. Ali’ye uymayanlara düşmanlık besleme anlamlarına gelen “tevella” kelimeleri ile izah edilir. Aynca Hakk’ın yanında duran her kisi Muhammed-Ali ayrılmazlığı anlayışına göre hareket eder
“Geleneğin kolektif üretimiyle biçimlenen Pir Sultan şiirlerinde anlatıcı, içinden seslendiği söylem ve neyi dile getirmek istediği belirgin biçimde öne çıkmaktadır. Bu şiirlerin temelini, düzen karşısında konumlandırılan karakterler, çatışma ve buna karşı bir dayanışma yani direnç çağrısı oluşturmaktadır. Şiirlerde süre gelen ve dillendirilen çatışma, gerilimi de dorukta tutmakta ve bu da şiirlerin tonunda belirleyici bir unsur olagelmektedir. Şairin seçtiği sözcüklerin ve imgelerin de tansiyonu güçlendirmek ve Alevi duyarlığını arttırmak üzere vurgulandığı görülmektedir.”
Reklam
Öyküleyici (narrative) özellikler taşıyan Pir Sultan Abdal şiirleri aynı zamanda protest bir söylemi de içermekte dir. Öyküleyici şiir, öz olarak bir olaylar dizisini ritim, kafiye ve yoğunlaştırılmış bir dil gibi şiirin araçlarını kullanarak anlatan şiire denmektedir. Pek çok öyküleyici şiirin kaynağını ise performans şiir olarak sözlü kültür oluşturmaktadır. Yer yer lirik özellikler taşısa da genel olarak Pir Sultan şiirlerini bu bağlamda temelde bir öyküyü anlatan ve iletisi olan şiirler kategorisinde değerlendire biliriz.
Pir Sultan deyişlerinde Şah/Mehdi kavramı, Hak-MuhammedAli birliğinden başlayan, On iki İmam’ı -özellikle de son İmam Muhammed Mehdi’yi- içine alan; kimi tarikat ulularına, İran şahlarına ve hatta Anadolu’da isyan eden 1516-1527 yılları arasında Hacı Bektaş Postnişini olan Kalender Şah gibi bazı isyancılara kadar giden hiyerarşik bir düzen içerisinde düşünülmesi gereken, büyük bir anlam genişlemesine uğrayarak daha çok idealize edilmiş manev bir dünyanın gerçek bilgiye ulaşmış sultanını ve kutsallığı olan kurtarıcı kişiyi sembolize eden soyut bir kavramdır. “Şah’a gitmek” ifadesi ile yalnızca Safevi devletini yöneten Şah İsmail, Şah Tahmasb gibi İran şahlarının huzuruna çıkmak değil, kutsallığı olan ideal dünyanın -bir anlamda cennetin- yine kutsallığı olan liderinin/şahının huzuruna çıkmak, bunun için Hakk’ın yolunda yürümek, böylece de maddi ve manevi anlamda huzura kavuşmak kastedilir.
Deyiş ve nefesler
Alevilikte, silsile çerçevesinde dile getirilen husus doğrultusunda Ehl-i Beyt soyundan geldiğine ve bundan dolayı da taşımış oldukları Ehl-i Beyt ruhu sayesinde kendilerine ilham geldiğine ve keşf melekelerinin geliştiğine inanılan ve bu nedenle de kendilerine gerek evliya gerek ermiş ve gerekse bütün bu ana kabullerinin bir ifadesi olarak ‘gerçek’ dedikleri kişi ya da ozanlar tarafından söylenen şiirlere, Alevi literatüründe deyiş, nefes ve deme denir. Aleviliğin en önemli özelliklerinden biri epistemolojik açıdan, “birinci derecede bilgi kaynağı olarak ilham ve keşfi görmesi”dir. Nitekim Alevilikte nefes ve deyişlere atfedilen önem bu kabulden kaynaklanmaktadır.
Alevilikte tasavvufi yapı
Alevilikte var olan senkretik yapıyla beraber dinî düşünce ve pratikler göz önünde bulundurulduğunda, Alevilik için tasavvufi bir yapının söz konusu olduğu görülmektedir. Nitekim, Alevilikte ilham ve keşfin (sezgi) epistemolojik anlamda temel bilgi kaynaklarından biri olarak kabul edilmesi; kişinin insan-ı kamil olarak yetiştirilmesi için gerekli
Reklam
98 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.