En Eski İnfaza Çağrı kitaplarını, en eski İnfaza Çağrı sözleri ve alıntılarını, en eski İnfaza Çağrı yazarlarını, en eski İnfaza Çağrı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yazar suçu gizliyor ki okur suça değil kahramanın ölüm korkusuna odaklansın. Gölgeler içinde hayal ve gerçek arasında yakın zamanda öleceğini bilen birini okuyoruz
Kalktı ve sabahlığını, gece takkesini, terliklerini çıkarttı. Keten pantolonuyla gömleğini çıkarttı. Bir perukmuşçasına başını çıkarttı, pantolon askılarıymışçasına kürek kemiklerini çıkarttı, göğüs zırhıymışçasına göğüs kafesini çıkarttı. Kalçalarını ve bacaklarını çıkarttı, demir kolluklarını andıran kollarını çıkarttı ve bir köşeye attı. Kendinden arta kalan ne varsa havada hemen hiç iz bırakmadan çözülüp eridi. Cincinnatus önce serinliğin keyfini çıkarttı; sonra gizli ortamına gömülüp özgürce, mutluluk içinde..
Sürgünün demir gürlemesi yankılandı ve Cincinnatus bütün çıkarıp attıklarını anında yeniden kuşandı.
Tek başına mahkum tutulduğu hapishanede idam günün bekleyen Cincinnatus'un bu zor anlarda bile her şeyi yenen hayal dünyası, mizah gücü ve insanlara karşı olan tutumu.
Okuduğunuz andan itibaren kalbinizde atomlar çarpıştıracak, kedinize Cincinnatus ismini vereceksiniz.
Ayrıntı Yayınları'ndan Seniha Akar çevirisiyle okudum ben, alternatif seçenek varsa araştırmanızı öneririm.
Ps: Kitabım küçük bir notla "12 Temmuz 1989 A.Hilmi B." adına imzalıdır, kendisi buradaysa bana ulaşsın.
Çevremi insanlar değil birtakım sefil hayaletler sarmış.Ancak boş kuruntuların,kötü düşlerin,çılgınlık tortularının,karabasan saçmalıklarının ve burada gerçek yaşamın yerini tutan başka her türlü şeyin çektirebileceği kadar işkence çektiriyorlar bana.Kuramsal olarak insan uyanmak ister,değil mi? Oysa ben dışarıdan yardım görmeksizin uyanamıyorum,ancak bu yardımdan müthiş korkuyorum,öyle ki ruhum iyice miskinleşmiş,sıcacık kundaklarına fena halde alışmış durumda.
Ah hayır,kendimle uğraşmaktan zevk almıyorum,kararmış bir odada ruhumla çekişip kan ter içinde kalmıyorum;tüm dünyanın dilsizliğine meydan okuyarak kendimi anlatmaktan başka bir tutkum yok.Nasıl da korkuyorum.Nasıl ölesiye korkuyorum.Ama kimse beni benden alamayacak.Korkuyorum ve şimdi daha demin son derece somut bir biçimde elimde tuttuğum ipin ucunu yitirmekteyim.Nerede? Avucumun içinden kaçıvermiş!
Senden çok şey istemiyorum,yalnız bir an döngünün dışına çık ve beni öldüreceklerini,çevremizin kuklalar tarafından sarıldığını,kendinin de bir kukla olduğunu anla.Senin ihanetlerin yüzünden neden böylesine acı çektim,bilmiyorum,daha doğrusu nedenini biliyorum,ama neden böylesine acı çektiğimi sana anlatabilmek için seçmem gereken sözcukleri bilemiyorum.Bu tür sözcükler senin günlük gereksinimini karşılayan küçük çaplarda bulunmazlar.Yine de bir kez daha deneyeceğim: "Beni öldürüyorlar!" -pekala hep beraber, bir kez daha:"Beni öldürüyorlar!" -ve yine: "Öldürüyorlar!"
"Şikâyette bulunmak niyetinde değilim," dedi Cincinnatus, "Ama bir şey sormak istiyorum, şu sizin sözüm ona dünyanızı oluşturan sözüm ona nesnelerin sözüm ona düzeninde sözünüzü tutacağınızın güvencesi sayılabilecek tek bir şey var mı?"