Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kendini Bilmek

İnsanın Gerçeği

P. D. Ouspensky

İnsanın Gerçeği Gönderileri

İnsanın Gerçeği kitaplarını, İnsanın Gerçeği sözleri ve alıntılarını, İnsanın Gerçeği yazarlarını, İnsanın Gerçeği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Benim için hayatın başlıca anlamsızlığı bunda yatıyordu: Niçin sonradan unutacağımız bunca deneyim mevcuttu?
Reklam
İnsan, bireysel 'Ben' sahibi değildir. Ama, pek sık olarak birbirlerini hiç tanımayan, birbirleriyle hiç irtibatı bulunmayan, veya aksine birbirlerine düşman olan, bir­birlerini iten, birbirleriyle çelişki içinde bulunan yüzlerce ve binlerce bağımsız, küçük 'ben'e sahiptir. Her dakika, her an, insan 'Ben' demekte ve 'Ben' diye düşünmektedir. Ve her defasında da onun 'ben'i farklıdır. Hemen şimdi bir düşünce, şimdi bir arzu, şimdi bir duygu, şimdi başka bir düşünce ve sonsuza dek böylece devam eder. "İnsan, çokluktur."
Dünya hatırlama yeridir
İnsan çaba göstererek, ıstırap çekerek kendi kendine bazı şeylerin hakikatine varacaktır. Zaten insanın en büyük imtihanı budur. Kendisine vaktiyle öğretilmiş olan şeylerin burada hatırlanması gerekir. Dünya hatırlama yeridir. Varlık kendisinde mevcut olan bilgiyi sıkıntı içeri­sinde, tesirin basıncıyla hatırlar.
Istıraplı olaylar şeklinde uğradığımız şoklar, insana bazı gerçekleri öğretme, anlayış seviyesini yükseltme amacını taşır.
Bundan böyle de her şey olduğu gibidir
Her şey başka şeylere bağlıdır, her şey birbiriyle bağıntılıdır, hiçbir şey ayrı değildir. Bu nedenle, her şey yürüyebileceği tek yolda yürümektedir. Eğer insanlar farklı olsalardı, her şey fark­ lı olurdu. Onlar oldukları gibidir, bundan böyle de her şey olduğu gibidir.
Reklam
"Uyanmak demek, kendinin hiçliğini anlamak, yani tüm ve mutlak mekanikliğinin, tüm ve mutlak aczinin farkına varmak demektir. Ve felsefi olarak, kelimelerle far- kına varmak yeterli değildir. Açık, basit ve somut gerçekler halinde, kendine ait olan gerçekler halinde, bunu kavramak gerekmektedir. Biraz kendini tanıyınca insan, içinde, kendisini dehşete düşürmesi gereken pek çok şey görecektir. Kendisi ile ilgili olarak dehşete düşmediği sürece kendisi hakkında hiçbir bilgi sahibi olamaz. İnsan, kendi içinde onu dehşete düşüren bir şey görmüştür. Bun- dan kurtulmaya, bunu durdurmaya, bir son vermeye karar verir. Fakat ne kadar çok çaba gösterirse göstersin, bunu yapamayacağını, her şeyin eskisi gibi kaldığını his- seder. Bu noktada o güçsüzlüğünü, aczini ve hiçliğini görür; veya kendini tanımaya başladığında kendisine ait hiçbir şeyin bulunmadığını, yani kendisinin olarak kabul ettiği her şeyin, görüşlerinin, düşüncelerinin, kanaatleri-
"İnsanların feda etmeleri gereken diğer bir şey, ıstıraplarıdır. İnsanın ıstıraplarını feda etmesi de çok zordur. Bir insan istediğiniz herhangi bir zevkinden vazgeçebilir, fakat ıstırabından vazgeçmez. İnsan öyle yapılmıştır ki, ıstıraba olduğu kadar başka bir şeye asla o kadar çok bağımlı değildir. Oysa ıstıraptan kurtulmak gereklidir. Istıraptan kurtulmayan, ıstırabını feda etmeyen insan çalı- şamaz. Daha sonra ıstıraptan çok söz etmek gerekecektir. Istırap olmadan hiçbir şey kazanılamaz, ama aynı zaman- da insan, ıstırabını feda ederek işe başlamalıdır. Şimdi, bunun ne anlama geldiğini çöz bakalım."
Bir insanın oynadığı rollerin incelenmesi, kendini bilmenin çok gerekli bir kısmını oluşturur. Her insanın repertuarı çok sınırlıdır. Ve eğer bir insan, basitçe 'ben' ve 'Ali Yıldı- rım' diyorsa, kendisini tüm olarak görmeyecektir çünkü 'Ali Yıldırım'da bir tane değildir; bir insan onlar gibi en azından beş ya da altı tanesine sahiptir. Bir veya ikisi aile- si için, bir veya ikisi bürosu için (biri astları ve diğeri üst- leri için), biri bir lokantadaki arkadaşları için ve belki de biri, yüce fikirlerle ilgilenen ve entelektüel konuşmalar- dan hoşlanan kişiler içindir. Bu nedenle insan, farklı zamanlarda, bunlardan biriyle tamamen eş koşar ve ken- disini ondan ayıramaz. Rolleri görmek, sahip olunan repertuarı bilmek, bilhassa bu repertuarın sınırlılığını bilmek, çok şey bilmektir.
Kendi hayatının efendisi haline gelirse, ölümünün de efendisi olabilir.
Fakat dış tesirlerden bağımsız olursa, kendi başına yaşayabilecek bir şey onda kendini gösterirse, bu şey ölmeyebilir. Olağan koşullarda her an ölmekteyiz. Dış tesirler değişmekte ve biz de onlarla birlikte değişmekteyiz; yani benlerimiz'den çoğu ölmektedir. Eğer insan kendi içinde, dış koşullardaki değişmelere dayanabilecek daimi bir ben geliştirirse, bu ben, fizik bedenin ölümünden sonra yaşayabilir. Bütün sır, bir kimsenin bu hayat için çalışmaksızın, gelecekteki bir hayat için de çalışamayacağıdır. İnsan hayat için çalı- şırken, ölüm için ya da daha ziyade ölümsüzlük için çalışmış olur. Bu nedenle, ölümsüzlük için çalışma genel çalışmadan ayrılamaz. İnsan, birini kazanırken diğerini de kazanır. O, basitçe, hayattaki kendi ilgileri uğruna, olmak için çaba gösterebilir. Sadece bu şekilde bile ölümsüz hale gelebilir. Özellikle bir gelecek hayattan söz etmiyor ve bunun mevcut olup olmadığını incelemi- yoruz, çünkü kanunlar her yerde aynıdır. İnsan, tanıdığı kadarıyla kendi hayatını ve başkalarının hayatlarını, doğumdan ölüme kadar incelerken, hayatı, ölümü ve ölümsüzlüğü yöneten bütün kanunları da incelemektedir. Kendi hayatının efendisi haline gelirse, ölümünün de efendisi olabilir.
Reklam
Çoğu kez, insan, henüz daha çocukken uyanma imkanını kaybeder; bütün hayatını uykuda geçirir ve uykuda ölür. Dahası, birçok insan, fizik bedeninin ölümünden çok önce ölür.
İnsanın iç özgürlüğü elde etme yoluna girmesi "terk etme'ye hazır hale gelmesine bağlıdır. Herhangi bir şeyi kaybetmekten korkmayan, kaybedilecek bir şeyi olmadığının şuuruna varan kimse, bu şekilde her şeyi kazanır.
"İnsan, her yanı "fazlalıklarla" çevrili ve çeşitli putların isteklerini yerine getirmek durumunda olduğunu bilmeden mahpusluktan kurtarılamaz. İnsan, özgür olmadığını anlamazsa hapishanesinden çıkamaz. Özgür hale gelmek için iç özgürlüğü elde etmelidir. İnsanın uğrunda mücadele ederek kazanması gereken şey özgürlüktür."
"Kendini bilmek ya da tanımak, insanın değişmesi zorunluluğunun doğal bir uzantısıdır. Değişmek, uyanmak, şuurlanmak için "fazlalıkları" terk etmek, içsel bir mücadeleye girişmek, özdeşleşmeyi kolaylaştıran bağımlılıklardan soyunmak şarttır. Üstün çaba gösterilmeden, kendi üzerinde çalışmadan değişmek, uyanmak, şuurlanmak mümkün değildir. Bütün ezoterik çalışmaların, inisiyatik öğretilerin temeli terk'e dayanır."
177 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.