İnsanın Türeyişi

Charles Darwin

İnsanın Türeyişi Gönderileri

İnsanın Türeyişi kitaplarını, İnsanın Türeyişi sözleri ve alıntılarını, İnsanın Türeyişi yazarlarını, İnsanın Türeyişi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cesaret ve ürkeklik, köpeklerimizde açıkça gördüğümüz gibi, aynı türün bireylerinde son derece değişken niteliklerdir. Bazı köpekler ve atlar hırçındır ve hemen küser; oysa bazıları yumuşak başlıdır ve bu niteliklerin kalıtımla kazanıldığına hiç kuşku yoktur. Hayvanların öfke patlamalarına ne kadar yatkın olduklarını ve bunu da nasıl açıkça belli ettiklerini herkes bilir. Çeşitli hayvanların uzun süre bekledikten sonra ustalıkla intikam alması üzerine, muhtemelen gerçek hayattan alınmış pek çok olgu yayımlanmıştır. Güvenilir Rengger ve Brehm, evcil ortamda besledikleri Amerika ve Afrika maymunlarının intikam aldığını söyler. Titizliği ve tutarlılığıyla nam salmış zoologlardan Sir Andrew Smith, bana bizzat tanık olduğu bir olaydan söz etti: Anlattığına göre Ümit Burnu'nda görev yapan bir subay, oradaki babunlardan birini sık sık rahatsız edermiş. Bir Pazar günü subayın tören için yaklaştığını gören bu babun, suyla doldurduğu bir çukurun içinde yoğun kıvamlı bir harç karıvermiş ve izleyenlerin alaycı bakışları altında onu yanından geçen subayın üstüne ustalıkla boca etmiş. Babun, bu olaydan uzun zaman sonra bile kurbanını her gördüğünde keyiflenip zaferini kutlarmış.
Sayfa 99 - Alfa Yayınları - 1. BasımKitabı okudu
Ortak soy fikrine direnmemizin tek nedeni, doğal önyargımız ve yarı-tanrıların soyundan geldiklerini iddia eden atalarımızın küstahlığıdır. Ama insanın ve diğer memelilerin karşılaştırmalı yapısı ve gelişimiyle yakından ilgilenmiş doğa bilginlerinin, bu canlılardan her birinin bağımsız bir yaratma eylemiyle üretildiğine inanmış olmasının tuhaf karşılanacağı günler yakındır.
Sayfa 41 - Alfa Yayınları - 1. BasımKitabı okudu
Reklam
Öyle görünüyor ki üçüncü azı veya yirmi-yaş dişleri, daha uygar insan ırklarında körelme eğilimindedir. Bu dişler tıpkı şempanzelerde ve orangutanlarda bulunan karşılıkları gibi, diğer azı dişlerinden daha küçüktür ve yalnızca iki ayrı köke sahiptir. Aşağı yukarı on yedi yaşına kadar dişetinden sürmeyen bu dişlerin çürümeye çok daha yatkın olduğunu ve diğer dişlerden daha erken kaybedildiğini öğrendim; ama bazı deneyimli diş hekimleri bu görüşe karşı çıkmaktadır. Bunlar gerek yapı, gerekse gelişme dönemi bakımından çeşitlenmeye de diğer dişlerden çok daha yatkındır. Öte yandan koyu renkli ırkların yirmi-yaş dişleri genellikle sağlamdır ve üç ayrı köke sahiptir; ayrıca boyut bakımından diğer azı dişlerinden, Kafkas ırklarında olduğundan daha az farklılık göstermektedir. Prof. Schaaffhausen ırklar arasında görülen bu farkı, uygar olanlarda "çenenin arka dişleri içeren kısmının her zaman kısalmış olması"yla açıklamaktadır. Kanımca bu kısalmanın nedeni, uygar insanların düzenli olarak yumuşak ve pişmiş gıdalarla beslenmesi ve bunun sonucunda çenelerini daha az kullanması olabilir. Bay Brace'ten öğrendiğime göre, insan çenesi bütün dişlerin kusursuz gelişmesine izin verecek boyuta ulaşmadığı için çocukların bazı azı dişlerinin çekilmesi ABD'de oldukça yaygın bir uygulama haline gelmektedir.
Sayfa 34 - Alfa Yayınları - 1. BasımKitabı okudu
Profesör Owen, "ayakta dururken veya yürürken başlıca dayanak noktasını oluşturan" ayak başparmağının, "insanın belki de en ayırt edici yapısal özelliği" olduğunu belirtir; ama Prof. Wyman aşağı yukarı 2,5 cm'lik bir embriyoda, "ayak başparmağının diğer parmaklardan daha kısa olduğunu ve onlara paralel değil, ayak kenarından açı yaparak dışa doğru uzadığını, dolayısıyla bu parçanın bugün yaşayan dört-ellilerdeki durumuna karşılık geldiğini" keşfetmiştir. Son olarak "insan köpekten, kuştan, kurbağadan veya balıktan farklı bir yolla mı türemiştir?" sorusuna cevap verdiği yanıtla Huxley'den bir alıntı yapmak isterim: "Cevap bir an için bile tartışmalı değildir; insanın türeme biçimi ve ilk gelişim evreleri, ölçekte kendisinin hemen altında yer alan hayvanlarınkiyle özdeştir: Hiç kuşku yok ki insan bu açılardan kuyruksuz maymunlara, maymunların köpeklere olduğundan çok daha yakındır."
Sayfa 22 - Alfa Yayınları - 1. BasımKitabı okudu
Bu çalışmada insanla ilgili neredeyse hiç yeni veri bulunmamaktadır; ama hazırladığım kaba bir taslaktan sonra vardığım sonuçları ilginç bulduğum için başkalarının da onlarla ilgilenebileceğini düşündüm. İnsanın kökeninin asla bilinemeyeceği, güvenle ve sıklıkla öne sürülmüştür: Ama bilgisizlik, çoğu zaman bilgiden daha fazla özgüven yaratır: Bilimin şu veya bu sorunu asla çözemeyeceğini öne sürenler, çok bilenler değil az bilenlerdir.
Sayfa 10 - Alfa Yayınları - 1. Basım
Çünkü bulunç(vicdan) geçmişi unutamaz gelecek için bir kılavuz gibi iş görür.Yerinme utanç acınma ya da yazıklanma dediğimiz duyguların niteliği ve yeğinligi besbelli yalnız aykırı davranılan içgüdüne değil, biraz da ayartmanın gücüne ve çoğu zaman daha çok arkadaşlarımızın yargılarına bağlıdır.
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.