Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İnsanlar ve Ahlaklar

Cemil Sena Ongun

İnsanlar ve Ahlaklar Gönderileri

İnsanlar ve Ahlaklar kitaplarını, İnsanlar ve Ahlaklar sözleri ve alıntılarını, İnsanlar ve Ahlaklar yazarlarını, İnsanlar ve Ahlaklar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
284 syf.
10/10 puan verdi
Ahlaka Dair Kapsamlı Bir Eser
Not: İncelememi 1000Kitap için kısalttım. Uzun hâlini okumak ve bu kitaptan yaptığım alıntılara ulaşmak için aşağıdaki linke tıklayınız: sametonurr.medium.com/8e5e3f6fd513 Cemil Sena'nın "İnsanlar ve Ahlâklar" adlı kitabı, 1970 yılında Okat Yayınevi tarafından yayımlanmıştır. Kitabın arka kapağında bu kitap için
İnsanlar ve Ahlaklar
İnsanlar ve AhlaklarCemil Sena Ongun · Okat Yayınevi · 19702 okunma
Çağımız Ahlakı Savunulabilir midir?
Çağımızı sarmakta olan ahlâkta özgürlük ve başıboşluk savunulabilir mi? İnsan kişiliğinin büyüklüğü beşeri ülkülerin bukadar dar ve hasis değerlere bağlanmasına engel değil midir? Bir ahlâkcıya yakışan soru budur. Yüzyılımızın ahlâkı, ülkücü bir ahlâkcı için yürekler acısıdır. Fakat gerçeklik bunun dışındadır. İnsanlar savaştan ve yalınız
Sayfa 283-284
Reklam
Değişmez Ahlak Kuralları Var mıdır?
Bütün bu koşullar ve bugünkü dünya düzeni içinde ahlâkın dayandığı esaslar nelerdir? İnsanların birbirile olan ilişkileri ve çıkarları bakımından bugünkü ahlâkın yönelişleri fazla esnektir. Vaktile romancı Balzac'ın da sezdiği gibi bugünün ahlâkın da prensip ve kanun yoktur. Sâdece olaylara ve koşullara uygun hareketler ve davranışlar vardır. Bu itibarla, bir hareket, bir düşünce ve davranış tarzı, çeşitli olaylar karşısında daima ayni ahlâkî değeri koruyamazlar. Zira bugün artık hayatsal gerekcelerin (icablar) ve olayların zorunlu kıldığı koşulları dikkate almayan dinî ve doğmatik emirler, vicdan paraavanasının arkasında kalmışlardır. İnsan, şu yada bu ahlâkî inanç ve karekterle doğmaz; insanın ahlâkını hayat koşulları ve hergün beliren yeni fırsat ve zorunluluklar yaratır. Tabiatin, aklın ve organik yapının tözünde (cevher) değişmez bir ahlâklılık aramak beyhude bir yorgunluktur. Bunlar, ancak teorik olarak düşünülebilir; bunlar, ancak büyük ülkücülerin dilekleridir; fakat artık insanlar, ütopyalara değil, gerçekliklere göre yaşamayı tercih etmektedirler.
Sayfa 279
Demokrasi Ahlak ve Faziletin Ta Kendisidir
Demokrasi, yalnız siyasal bir ülkünün ifadesi değildir; o, başlıbaşına bir ahlâk ve faziletin kendisidir. Bunu bütün yönlerile gerçekleştirmiş olan uluslarda düşünce, inanç ve teşebbüs özgürlüklerinin yanı başında mülkiyet, aile.. gibi bütün kutsal haklar tanınmış ve bireylerin ilişkileri, uygarsal ve insanî bir eşitliğe göre düzenlenmiştir. Bugün için insanlığın aradığı en yüce mutluluk, demokrasi prensiplerinde saklı olduğu içindir ki, gerçekten demokrat olmayan rejimler de kendilerini demokrasinin gerçek temsilcileri saymaktadırlar.
Sayfa 278
Yalan üzerine
Hiç yalan söylememiş olmakla öğünenlerin bu iddialarından daha büyük bir yalan olabilir mi? Yolda tanıdığımız ve rasladığımız insanlara karşı, dudaklarımızda beliren gülümseme, hâl hatır soruş, onlara karşı cömertce sarf ettiğimiz iltifatlar, ne kadar içtendir? Bunlardan kaç tanesi için gerçekten sevgi duymuş ve yokluklarında adlarını
Sayfa 260-261
Büyüklere ve Ölülere Saygı
Bizce ebedî olan ulus ve insanlıktır. Ve bir ulus, bu ebediliğe hiçolmazsa kendi büyük ve küçük ölülerine karşı duyacağı derin sevgi ve saygı ile hak kazanabilir. Büyükleri takdir etmek ve yüceltmek yeteneği ise, ancak olgun ve ileri toplumlara özgü bir fazilettir. İnsan olmak itibarile her ferdin bazı kusurları olabilir. Fakat ulus ve insanlığa yapılmış hizmetlerin büyüklüğü, bu kusurları görmeye engel olmalıdır. İnsanları daima kusurlarıyla değerlendirmek, kusurlarından birtürlü kurtulamayan bayağı insanların âdetidir ve bu bir aşağılık duygusudur. Bununla beraber, her dönemde ve her toplumda bu çarpık ruhlu insanlar eksik değildir.
Sayfa 258
Reklam
Voltaire'in Hoşgörüye Dair Duası
Demokratik rejimlerin gerçek ülküsü ve yetkinliğinin derecesi, insanların bu doğal hakkı olan serbest düşünce ve dilediğine inanma özgürlüğünü korumasıyla anlaşılır. Bu konuda Voltaire'in şu duasındaki büyük ve ince anlama akıl erdirmeyi yeter sayalım: «Ben artık insanlara hitab etmiyorum, ey bütün varlıkların, bütün alemlerin ve bütün
Sayfa 245-246
Saadete Ulaşmak Mümkün mü?
Gerçek saadete ulaşmak için bir çare bulduğunu zanneden Bersot, insanın bu kaygısını şöyle açıklıyor : «Biz çoğu zaman başkalarının toplumundan, ne kendimiz, ne de kendileri için bir fayda sağlayamayacağımızı zannederiz. Bu zannımız, kendi kendini unutmadan pek az hoşlanan korkunç benliğimizin hatasıdır. Üzerinde, iyi veya kötü, istediğimiz gibi
Sayfa 237-241
Saadet nerededir?
İnsan baş döndürücü bir çalışma ile arkasından koşup durduğu her şeyde biraz saadet arar. Bütün savaşlar, ulusal, sosyal hareketler, bireylerin ve toplulukların didinmeleri, hep daha iyiyi, daha uygunu, daha rahatı kazanmak içindir. İnsanın içinde sönmesi, söndürülmesi imkânsız bir ümid kandili vardır. Dante'nin cehennemine, bu kandilin
Sayfa 237
Özgürlüğün Kullanılması Meselesi
Özgürlüğün bugünkü anlamla ve tam olarak kullanılması ne için arzu edilmektedir? Bu hem kişisel, hem de siyasal nedenlerin ürünüdür. Kişisel nedenler, çok basittir. Genel olarak her yetkili mevkiini kendi zekâ ve dehasının üstünlüğü sâyesinde kazanmış olduğunu zanneder. Bu sebebten de kendilerini yaptıkları işler bakımından yanılmaz ve
Sayfa 235-236
72 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.