Çevremizdeki her şey insan ilişkileri, çalışma koşulları , gelenekler öyle hızlı gelişti ki. Kendi ruhsal yapımız bile ta temelinden sarsıldı. Sözcükler aynı kalsa bile ayrılık, yokluk, uzaklık, dönüş kavramları artık aynı gerçekleri içermiyor. Bugünün dünyasını anlamak için dünkü dünya için kurulmuş bir dili kullanıyoruz. Geçmişteki yaşam da yalnızca dilimize daha yakın olduğundan, yapımıza daha uygun geliyor.