Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dinlerin Gizli Tarihi

İnsanlığı Aydınlatan Büyük İnisiyeler

Edouard Schurê

İnsanlığı Aydınlatan Büyük İnisiyeler Gönderileri

İnsanlığı Aydınlatan Büyük İnisiyeler kitaplarını, İnsanlığı Aydınlatan Büyük İnisiyeler sözleri ve alıntılarını, İnsanlığı Aydınlatan Büyük İnisiyeler yazarlarını, İnsanlığı Aydınlatan Büyük İnisiyeler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
GÜNEŞ KELAMIN IŞIN IŞIN YAYILIŞI
GÜNEŞ KELAMIN IŞIN IŞIN YAYILIŞI ORGANİK bütünlüğü içinde tasarlanıp tekrar teşekkül et­ tirilmiş ve tarihi görünümü içine oturtulmuş Krişna efsa­ nesi budur işte. Bu efsane, Brahmanizm'in kökenini aydınlatan çok değerli bilgileri içermektedir. Krişna mitinin gerisinde reel bir şahsiyetin yer aldığını pozitif belgelerle ortaya koyup
ZAFER VE ÖLÜM
ZAFER VE ÖLÜM MüRİTLERİNİ Meru Dağı'nda eğittikten sonra Krişna, halkı uyandırmak üzere, onlarla birlikte Camuna ve Ganj sahillerine inmişti. Kulübelere girmekte, şehirlerde dur­ maktaydı. Akşam olunca, köy dolaylarında halk onun ç evresinde toplanıyordu . Halka özellikle anlattığı konu , insanlara yardım konusuydu. "Gölgemiz bedenimizi
Reklam
Evrenin Ruhu diye de algıladıkları bir ve tek Tann'­ yı, Samiler çölde ve yüce dağ başlarında ve de yıldızlarla bezeli uzayın sonsuzluklarında: İskitler ve Keltler ise Tannlan'nı, yani muhtelif ruhları, ormanlarının derin­ liklerinde bulmuşlardır. Görünmeyen alemin ilk ürperti­ lerini orada hissetmişler. öte alemin vizyonlarını orada
RAMA'NIN MİSYONU
GÜNÜMÜZDEN dört ila beş bin yıl önce, Atlantik okya­ nusu ile kutup denizleri arasında yer almakta olan kadim İskit ülkesi sık ormanlarla kaplıydı. Bu ülkenin ada ha­ linde zuhur edişini görmüş olan Siyahiler bu kıtayı "de­ nizden çıkmış toprak" diye adlandırmışlardır. Sahilleri yemyeşil, koylan nemli ve derin, ırmakları düş kurduru­ cu, gölleri kopkoyu ve dağlan bulutlarla kaplı böyle bir Avrupa ile güneş altında kavrulan beyazlaşmış kendi top­ raklan arasında öyle bir tezat mevcuttu ki! Tannı yapıl­ mayan, fakat göz alabildiğine uzanan o otlarla kaplı ova­ lar da hayvanların çığlıklarından, mandaların böğür­ melerinden ve yeleleri rüzgarda uçuşan vahşi at sürüle­ rinin koşu şmalarından başka bir şey işitilmiyordu . Bu ormanlarda oturan beyaz derili insan artık mağara in­ sanı değildi. Toprağın sahibi olmayı çoktan başarmıştı. Çakmaktaşından bıçak ve balta ile yayı ve oku ve de sa­ panı ve kementl icat etmişti. En sonunda da kendisine iki sadık dost, iki savaş arkadaşı bulmuştu: Köpek ve at. Ev­ cilleştirdiği köpek, yuvasının fedakar muhafızı olmuştu. At sayesinde de toprağı fethedip diğer hayvanları egemen­ liği altına almıştı; böylece yaşadığı mekanın kralı haline gelmişti. Vahşi atlara bindiklerinde, bu insanlar, ortalığı yıldırımlar gibi kasıp kavurmaktaydılar.Ayılan ve kurtlan vurmakta, o zamanlar ormanlarımızda yaşamakta . olan panterleri ve aslanları dehşete düşürmekteydiler. Uygarlık başlamıştı bir kere: Taslak halinde aile ile klan ve ilkel toplum şekillenmişti. H iperborealılar'ın oğullan olan İskitler her yere taştan anıtlar {menhir) di­ ker olmuşlardı.
İNSANUGIAYDINLATANLAR "Büyükİnisiyeler"
Brahmanik tradisyonlara göre, dünyamızda uy­ garlık, elli bin yıl önce, güneydeki kıtada Kızıl Irk ile bir­ likte doğmuştur: o sıralarda Avrupa'nın tümü ile Asya'nın bir bölümü henüz sular altındaydı. Bu mitolojiler, daha öncelere ait bir devler ırkından da söz etmektedirler. Nitekinl Tibet'teki bazı mağaralarda, vücut yapıları,
MADURA KRALI
KALİ-YUGA çağının başlarında, yani bundan 3.000 yıl önce (Brahmanlar'ın kronolojisine göre) dünyayı servet · ve iktidar hırsı kaplamıştı. Eski bilgelerin belirttiklerine · göre, Agni, yani Devalar'ın o görkemli bedenlerini oluş­ tu:r:an ve insanların ruhunu arıtan semavi ateş, yerküre­ nin her yanına esiri yayıntılannı saçmıştı. Fakat
365 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.