Yüzme bilmeyen birinin denize atlaması gibi, ne karaya çıkabiliyorsun ne de yüzebiliyorsun, sadece çırpınıyorsun diye her derdi tasayı kendine yoruyordu. Her şey yalnızlıktan diye geçiriyordu içinden öyle zamanlarda.
Çocukluğumdan beri başak tarlası görmemiştim. Oysa ne çok severdim. Hayatımda ilk okuduğum kitabın adıydı Gülyüzlü Tarlalar. Bunu hatırlamak iyi geldi. Gün boyu orada duran kıymığı, battığı yerden çıkarmışım gibi rahatladım...
bir not çıktı:
Örgü dergilerindeki kadınlara benzetiyorum seni. Küçükken hepsine âşıktım. Şimdi bir tek sana. Akşama kahvaltı yapalım mı? Gelirken fırından ekmek de alırım. Uyanınca ara sesini duyayım.