Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Devlet ve Demokrasi

İradenin Davası

Nurettin Topçu

En Beğenilen İradenin Davası Gönderileri

En Beğenilen İradenin Davası kitaplarını, en beğenilen İradenin Davası sözleri ve alıntılarını, en beğenilen İradenin Davası yazarlarını, en beğenilen İradenin Davası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kalbinde ki hudutsuz ve engin sesi duymaya aşık insan, büyük insan Akif bu aşkını şöyle anlatıyordu: " dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzarım!"
240 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Gayesine ulaşabilen gerçek ve tam irade, fertten başlayan, aile ile devleti yani otoriteyi isteyen, millet ve insanlık basamaklarından da geçerek Allah’a ulaştıran iradedir. Biz damarlarımızdan sızan iradeyi, kendi eserimiz zannetmekle yanılıyoruz. Hakikatte irade birdir. O, istek halinde âleme yaygın kudretin bizdeki adıdır. Aslında kendi kendini isteme halindeki varlığın adı olan bu evrensel iradeye biz sadece iştirak halinde yaşıyoruz. İslâm dünyasının küllî irade, cüz’î irade ayırımı sun’îdir. Benliğimizde barınan iradeyi âlemin iradesinden, daha şahsî ve tam adı ile Allah’ın iradesinden ayırıp onunkine denk bir kudret gibi düşünmek, zavallı insanlığımızın aczinden fışkıran bir kibirden başka bir şey değildir. Hakikatte çarpışan kudretler yok; insanın sefâletleri ile ölçülemeyecek kadar büyük, âleme yaygın bir irade ile bizim ona iştirak eden ruh yapımız vardır. Bu iştirakin anlaşıldığı yerde insan şuur kazanıyor, yolumuz aydınlanıyor. Kurtuluş yolu diye, insan olan varlığımızı, sefaletleri ile birlikte mutlak samimiyet olan ilâhî iradeye ulaştırıp onunla birleştiren hareketler sistemine diyoruz
İradenin Davası
İradenin DavasıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 2012223 okunma
Reklam
Millet, ne yalnız coğrafya ve ırk, ne de sade dil ve din beraberliğidir.
İdealizmin en fazla tiksindiği şey, hesapcılıktır.
Hakikati aramadan yaşamanın imkansız olduğunu görünce kitaplara koşuyoruz.
Dinde Allah'a teslim olmuş, fani iradelerin yerine Allah'ın iradesini istemektir.
Reklam
Kalbin öyle görüşleri var ki akıl onlara hiç sahip değil.
Demokrasinin bulunduğu yerlerde milletvekilleri ve bakanlar az maaşlı, mütevazı ve çok mesuliyetli şahıslar olmalıdır. Bugün devlette en yüksek makam olan milletvekilliğini kabulde maaşsız ve ikbalsiz, şöhretsiz bir makam haline getirmek lâzımdır. Onun ancak ahlakî şöhreti olabilir. O makam şöhret makamı değil, mesuliyet makamıdır.
922 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.