İran, hemen yanıbaşımızda kökleri tarihin derinliklerinde büyük bir uygarlık. Asırlar boyu Türk kültürü ile Fars kültürü yan yana yaşamış, birbirimizden çok şey almış vermişiz. Tarih boyunca bir arada olmamıza rağmen, belki de Şii/Sünni ayırımı nedeniyle birbirimize yabancı gibi durmuşuz. Özellikle İran İslam Devrimi’nden sonra ilişkilerimiz daha da gerilemiş.
Oysa hep duyardık İsfehanın adını, Şiraz’ın bağlarını; Ömer Hayyam’ı, Sadi’yi, Hafız’ı ve nice şairleri... Osmanlı tarihi boyunca “acem” yakıştırmasıyla anmışız İranlıları; bazen de sığınacak bir kapı olmuş İran, Osmanlıya başkaldıranlara...
Dış ülkelere, özellikle komşu ülkelere kültür gezileri yapanların ve biraz da karayolundan Hindistan’a gidenlerin artışıyla İran kapısı daha bir aralanmaya başladı. Herşeyden önce bu gizemli ve kapalı gibi görünen ülkede hiç umulmadık düzeyde bir konukseverlik yaşanıyor. Bizden olan, bize hiç de yabancı olmayan şeyler anlatılamayacak kadar çok. Üstelik İran halkı artık baya Türkçe konuşuyor. Televizyonlarından gizli gizli Türk dizilerini seyrediyorlar.
Bu kitapta İran kültürünü elimizden geldiğince tanıtmaya çalışıyoruz. İran’ın kısa bir tarihini ve ülkenin genel özelliklerini anlatıyoruz. İran’da gezilecek görülecek önemli yerleri şehir şehir inceliyor; ayrıca çeşitli rota önerileri de veriyoruz. Elinizdeki kitap, İran’da yapacağınız gezi için gerekli bütün bilgileri vermeyi amaçlamaktadır. Umarız bunu başardık.
