Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İsa'nın Çarmıhtaki Yedi Sözü

İhsan Özbek

İsa'nın Çarmıhtaki Yedi Sözü Gönderileri

İsa'nın Çarmıhtaki Yedi Sözü kitaplarını, İsa'nın Çarmıhtaki Yedi Sözü sözleri ve alıntılarını, İsa'nın Çarmıhtaki Yedi Sözü yazarlarını, İsa'nın Çarmıhtaki Yedi Sözü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
… İsa Mesih canını kurtarmalık kurban olarak sunarken, tapınaktaki perdenin yırtılmasının anlamı nedir (Matta 20: 28)? Eski Antlaşma’daki talimatlara göre kurulan tapınakta, insanlar kurbanlarını sunarlardı. Tapınağın iki bölümü vardı; kutsal yer olarak bilinen ilk bölüme her rahip girebilirdi. Ancak Kutsal Yer’in arkasında bir perde vardı ve o perdenin arkasında sadece yılda bir kez başkahin geçebilirdi çünkü o perdenin arkasında En Kutsal Yer vardı. Tanrı’nın Tahtı vardı. Sadece sembolik bir tahttan bahsetmiyoruz. Tanrı’nın huzuru o tahtın üzerinde bulunuyordu. İsrailliler bunu zaman zaman görebilmişlerdi. İnsanlar o perdeyi açıp giremezlerdi. Perde yılda bir kez özel törenlerle açılırdı. İsa Mesih çarmıhta iken kendisinin kurban olarak sunduğunda o perde yırtıldı. Bu sembolün bizim için anlamı ne? Bizim için ne ifade ediyor? Perde tesadüfen yırtılmadı, eskidiği için de yırtılmadı. Kutsal Yer’deki perde, Tanrı tarafından yırtıldı. Perde yırtıldı ki, insanlar Tanrı’nın huzuruna gelebilsinler. Sunulması gereken kurban sunuldu. Kutsal kılınmış kişiler olarak sizler İsa’nın ölümü aracılığıyla Tanrı’yla ilişki içinde bulunabilirsiniz. (İbraniler 12.19-22)
… İsa Mesih’in yeryüzüne geliş nedeni ve ölümüyle ilgili Kutsal Kitap’ta şöyle yazılıdır: “𝐁𝐮 ç𝐨𝐜𝐮𝐤𝐥𝐚𝐫 𝐞𝐭𝐭𝐞𝐧 𝐯𝐞 𝐤𝐚𝐧𝐝𝐚𝐧 𝐨𝐥𝐝𝐮𝐤𝐥𝐚𝐫ı 𝐢ç𝐢𝐧 İ𝐬𝐚, ö𝐥ü𝐦 𝐠ü𝐜ü𝐧𝐞 𝐬𝐚𝐡𝐢𝐩 𝐨𝐥𝐚𝐧ı, 𝐲𝐚𝐧𝐢 İ𝐛𝐥𝐢𝐬'𝐢, ö𝐥ü𝐦 𝐚𝐫𝐚𝐜ı𝐥ığı𝐲𝐥𝐚 𝐞𝐭𝐤𝐢𝐬𝐢𝐳 𝐤ı𝐥𝐦𝐚𝐤 ü𝐳𝐞𝐫𝐞 𝐨𝐧𝐥𝐚𝐫𝐥𝐚 𝐚𝐲𝐧ı 𝐢𝐧𝐬𝐚𝐧 𝐲𝐚𝐩ı𝐬ı𝐧ı 𝐚𝐥𝐝ı.“𝐁𝐮𝐧𝐮𝐧 𝐢ç𝐢𝐧 𝐡𝐞𝐫 𝐲ö𝐧𝐝𝐞𝐧 𝐤𝐚𝐫𝐝𝐞ş𝐥𝐞𝐫𝐢𝐧𝐞 𝐛𝐞𝐧𝐳𝐞𝐦𝐞𝐬𝐢 𝐠𝐞𝐫𝐞𝐤𝐢𝐲𝐨𝐫𝐝𝐮. Ö𝐲𝐥𝐞 𝐤𝐢, 𝐓𝐚𝐧𝐫ı'𝐲𝐚 𝐡𝐢𝐳𝐦𝐞𝐭𝐢𝐧𝐝𝐞 𝐦𝐞𝐫𝐡𝐚𝐦𝐞𝐭𝐥𝐢 𝐯𝐞 𝐬𝐚𝐝ı𝐤 𝐛𝐢𝐫 𝐛𝐚ş𝐤â𝐡𝐢𝐧 𝐨𝐥𝐮𝐩 𝐡𝐚𝐥𝐤ı𝐧 𝐠ü𝐧𝐚𝐡𝐥𝐚𝐫ı𝐧ı 𝐛𝐚ğış𝐥𝐚𝐭𝐚𝐛𝐢𝐥𝐬𝐢𝐧. Çü𝐧𝐤ü 𝐤𝐞𝐧𝐝𝐢𝐬𝐢 𝐝𝐞𝐧𝐞𝐧𝐢𝐩 𝐚𝐜ı ç𝐞𝐤𝐭𝐢ğ𝐢 𝐢ç𝐢𝐧 𝐝𝐞𝐧𝐞𝐧𝐞𝐧𝐥𝐞𝐫𝐞 𝐲𝐚𝐫𝐝ı𝐦 𝐞𝐝𝐞𝐛𝐢𝐥𝐢𝐫.”(‭‭İ𝐛𝐫𝐚𝐧𝐢𝐥𝐞𝐫𝟐‬:‭𝟏𝟒-‭𝟏𝟖‬).
Reklam
… Hangi dine inanırsanız inanın fark etmez. Size Tanrı’nın karşısında ne kadar eksik, yetersiz, beceriksiz, başarısız, sakar olduğunuzu gösterip, bu durumu aşmak için dini kurallarla yaşamanız gerektiğini söylüyorlar. Oysa zamanla öğreniyorsunuz ki din ya da dinin koyduğu kurallara uyma çabasıyla hiçbir zaman hiç kimseyi ya da kendi vicdanınızı tatmin etmeniz mümkün değildir. Başarısız olmaya mahkumsunuzdur; çünkü herkes günah işler ve Tanrı’dan uzaklaşır..
… İsa karanlıktaydı, üzerine günahın karanlığı çökmüştü; dünya nasıl kapkaranlık olmasın? Işık karanlıkta parlar. Karanlık onu alt edemez. Karanlık, İsa çarmıhtayken O’nun üzerine yapıştı. Büyün dünyanın karanlığı, acıları, günahları, hastalıkları, kanetleri bir katran gibi O’nun üzerine yapıştı. İsa bizim günahlarımız için çarmıhta öldü. Bizi kendi katranlaşmış günahımızdan kurtardı. Artık birisi İsa Mesih’e iman ederse, çarmıhta sağlanan kurtuluşa sahip olur. Bu kurtuluşun sağladığı bereketlerle yaşayabilir. Çarmıh sayesinde, hiç kimse günahları nedeniyle cehenneme gitmek zorunda değildir. Tanrı cennete giden Yol’u insanlığa bir armağan olarak verdi. Bu armağanı almamızı istiyor.
… Acı varken dünyada iman etmek zordur. Sizin de imanınız bir mucizedir: Tanrı yüreğinizde sizinle buluşur … İman etmenin başlangıcı Tanrı’ya dönmektir. Tanrı’ya bakın, sıkıntılarınızın içindeyken Tanrı’ya bakın…
… Dünya acı çekiyor. Sırtında taşıdığı günah nedeniyle dünya giderek daha fazla acı çekiyor. Ve bu acıyı çekerken insanların yalnızlığı acıyı ikiye katlıyor. Gözlerini kaptan acılı insanlar karanlıkta iletlemeye çalışıyor.
Reklam
… İsa’nın özverisini biz de göstermeliyiz. Hristiyanlık sevgi dinidir derler. Böyle denmesinin nedeni İsa ve öğrettikleridir. Öğrendiklerimizi uygulamalıyız. … ‘Anne işte oğlun’ ve ‘İşte annen’. İsa sıkıntılarının ortasında sevdiklerini düşünüyordu. … Bizim bağımız dünyasal ilişkiler bağından daha güçlü olmalıdır. Bu bağı, bu sevgiyi ifade etmeliyiz. Ne yapacağız? Birbirimiz için dua edip düşüneceğiz. Birbirimizin ihtiyaçlarına bakacağız. Bu konuda değişmeliyiz. Kimin neye ihtiyacı varsa onu öğrenin. Birini bulun, onun için dua edin. Birbirinizin gözyaşlarını silin, elinizi acı çekenin omuzuna koyun ve dua edin.
… Size kötülük edene değişme fırsatı verin. Dağdaki Vaaz’ı anımsayın: “𝕐𝕒𝕝𝕟ı𝕫 𝕤𝕚𝕫𝕚 𝕤𝕖𝕧𝕖𝕟𝕝𝕖𝕣𝕚 𝕤𝕖𝕧𝕖𝕣𝕤𝕖𝕟𝕚𝕫 𝕟𝕖 ö𝕕ü𝕝ü𝕟ü𝕫 𝕠𝕝𝕦𝕣?” Hiç! Peki, yalnız sizi seveni sevmekle kalmayıp herkesi severseniz ödülünüz ne olur? Tanrı’ya benzersiniz, O’nun gibi davranmış olursunuz. Şimdi bu satırları okudunuz. O zaman bugun fazladan bir şey yapın. Tanrı’nın çocuğu gibi davranın. “𝐁𝐚𝐛𝐚 𝐨𝐧𝐥𝐚𝐫ı 𝐛𝐚ğış𝐥𝐚, 𝐧𝐞 𝐲𝐚𝐩𝐭ı𝐤𝐥𝐚𝐫ı𝐧ı 𝐛𝐢𝐥𝐦𝐢𝐲𝐨𝐫𝐥𝐚𝐫” deyin. Bağışlayın ve ilerleyin. Yaşamınızda Tanrı’yı yüceltin.
… Her iki peygamberin de sözünü ettiği bilgisizlik, Tanrı bilgisinden ve Tanrı ile ilişkiden yoksun olmaktı. Tanrı kendisini İsrail halkına çeşitli yollarla açıklamıştı ve açıklamayı sürdürüyordu. Zamanı geldiğinde bu açıklamayı İsa Mesih aracılığıyla yaptı. Yuhanna 15:22’de bu durumla ilgili olarak şunları söylüyor: “𝔼ğ𝕖𝕣 𝕘𝕖𝕝𝕞𝕖𝕞𝕚ş 𝕧𝕖 𝕠𝕟𝕝𝕒𝕣𝕒 𝕤ö𝕪𝕝𝕖𝕞𝕖𝕞𝕚ş 𝕠𝕝𝕤𝕒𝕪𝕕ı𝕞, 𝕘ü𝕟𝕒𝕙𝕝𝕒𝕣ı 𝕠𝕝𝕞𝕒𝕫𝕕ı; 𝕒𝕞𝕒 ş𝕚𝕞𝕕𝕚 𝕘ü𝕟𝕒𝕙𝕝𝕒𝕣ı 𝕚ç𝕚𝕟 ö𝕫ü𝕣𝕝𝕖𝕣𝕚 𝕪𝕠𝕜𝕥𝕦𝕣.” İnsanların bilmek için koşulları vardı. İsa Mesih gelmiş ve kendini onlara açıklamıştı. Buna rağmen O’na zulmettiler. İsa öldürülmeden bir hafta önce Yeruşalim girişinde İsa’yı bir kral gibi karşıladılar. Bu nedenle İsrailliler’in özürleri yoktur. Yine de bilgisizlikleri nedeniyle mahvolacaklardı. Tanrı bilgisinden yoksun oldukları için İsa’ya küfrettiler, zulmettiler, O’nu çırılçıplak bırakıp giysilerini paylaştılar…
… ‘Nasıl olur da Tanrı oğul edinir’ diye bir soru aklınıza geldiyse, merak etmeyin. Sözünü ettiğimiz fiziksel bir oğulluk değil. Tanrı hiç kimseyle cinsel bir temasın sonucunda oğul edinmedi, bunu söylemek Tanrı’ya hakaret olurdu. Ruhu aracılığıyla bir insanın hamile kalmasını sağladı ve bu kadından Tanrı özüne sahip bir insan doğdu. İsa, insan sınırlılığı içerisinde yaşadı ve Baba Tanrı ile arasındaki ilişki hep bir baba-oğul ilişkisine benzedi. İsa her zaman Baba’nın sözünü dinledi. İsrailliler Tanrı ile bu denli yakın ilişki içindeki birini öldürdüler.
Reklam
… O’nu ölüme götüren acıları dakika dakika, an be an yaşarken , çivilerle çarmıha çakıldıktan hemen sonra ağzından yedi sözün ilki döküldü: “*Baba, onları bağışla çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar*” (Luka 24:34). Gerçekten de İsa’yı çarmıha götüren süreçte O’na karşılaştığı bütün bu davranışları reva görenler ne yaptıklarının bilincinde
Romalılar 5:8 ayetini hatırlar mısınız? “Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü.” Peki ya 1. Yuhanna 3:16 ayetini anımsıyor musunuz? “Sevginin ne olduğunu Mesih’in bizim için canını vermesinden anlıyoruz. Bizim de kardeşlerimiz için canımızı vermemiz gerekir.”
Öğleyin on ikiden üçe kadar bütün ülkenin üzerine karanlık çöktü. Saat üçe doğru İsa yüksek sesle, ‘Elî, Elî, lema şevaktani?’ yani, ‘Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?’ diye bağırdı. Orada duranlardan bazıları bunu işitince, ‘Bu adam İlyas’ı çağırıyor dediler” (Matta 27:45-47). İsa Mesih sabah dokuzda çarmıha gerilmişti. Dokuzdan öğle
Luka 23:35-43 ayetleri arasında şöyle yazar: “Halk orada durmuş, olanları seyrediyordu. Yöneticiler ise İsa’yla alay ederek, ‘Başkalarını kurtardı; eğer Tanrı’nın Mesih’i, Tanrı’nın seçtiği O ise, kendini de kurtarsın’ diyorlardı. Askerler de yaklaşıp İsa’yla eğlendiler. O’na ekşi şarap sunarak, ‘Sen Yahudilerin Kralıysan, kurtar kendini!’ dediler. Başının üzerinde şu yafta vardı: ‘Yahudilerin Kralı budur!’ Çarmıhta asılı duran suçlulardan biri O’na, ‘Sen Mesih değil misin? Haydi, kendini de bizi de kurtar!’ diye küfür etti.
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.