İşaret Yazıları

Mehmed Alagaş

En Eski İşaret Yazıları Gönderileri

En Eski İşaret Yazıları kitaplarını, en eski İşaret Yazıları sözleri ve alıntılarını, en eski İşaret Yazıları yazarlarını, en eski İşaret Yazıları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Netice olarak uzun yıllardır örtülen ve örtülmek istenen kelime-i tevhid gerçeği, genel bir bilinç düzleminde günyüzüne çıkmaya başlamış ve bu ortak bilince sahip olan mü'minleri birbirlerine yaklaştırmıştı. Çünkü inançları ve akideleri abluka altında tutularak iğdiş edilen bir toplumda tevhidi akideye sahip olabilmek, bu akideye sahip olan muvahhidlerin birbirlerine yakınlaşmasına, birbirlerini sevmelerine yeterli bir neden olmuştu.
İlerleyen yıllarda bu durumun değiştiğini görüyoruz. Kelime-i tevhide aynı bilinçle yaklaşan mü'minlerin, ne yazık ki birbirlerinden uzaklaştıklarını, birbirleriyle çekiştiklerini müşahade ediyoruz. Daha önceki yıllarda bu mü'minlerin birbirlerini sevmeleri, birbirlerine yakın laşmaları için yeterli bir neden olan kelime-i tevhid gerçeği, artık yeterli olmamaya başlamıştır!.
Reklam
samimiyetle iman eden bu mü'minler, birbirleriyle cedelleşmeye, birbirlerini itham etmeye ve birbirlerinden uzaklaşmaya başlamışlardır. Tabi ki bu olumsuz durum karşısında diyeceğiz ve diyeceksiniz ki.. Neden? Neden böyle oldu?
O halde ellerimizle yaptıklarımız veya yapmadıkla rimiz nelerdir? Nehyedildiğimiz hangi fiilleri yaptık veya emredildiğimiz hangi fiillerden geri kaldık ki, bu olumsuz durumlarla karşılaştık? Istisnalara değinmeden meseleyi Türkiye genelinde değerlendirecek olursak, tevhidi akideye sahip olan müslümanların genel düzlemde şu gibi yanılgılara düştüklerini müşahade edebiliriz.,
Her güzel haslet, her güzel tavır veya her güzel yaklaşım, tevhidi bir bilincin, rabbani bir hükmün yaşanmasında gün yüzüne çıkmaktadır.
Ne yapacağımız gayet açıktır.. Allah'tan, korkulması gerektiği için korkacağız!. Allahtan, sakınılması gerektiği için sakinacağız! Düşüneceğiz, düşüneceğiz düşünebildiğimizce.. Kainata bakarak, yaratılmışlara bakarak: Yaratıcınin güç ve kudretini, herşeye kadir olduğunu anlamaya çalışacağız. Allah'tan korkmamanın sapıklık, Allah'tan sakınmamanın azgınlik olduğunu idrak ve ikrar edeceğiz. Bir mayın tarlasında yürürken, mayına basmaktan ne kadar korkup-sakınıyor isek; Allah'ın bir hükmünü çiğnemekten daha fazla korkacağiz, çok daha fazla korkup-sakınacağız. Alemlerin Rabbi olan Allah'tan gerektiği gibi korkmak, bizlerde emanet bir duygu, emanet bir haslet olmayacak. Bizler için rahmet olan bu korku; bizlerdeki bilincin, bizlerdeki imanın tezahürü olarak yaşadığımız, teneffüs ettiğimiz bir korku olacak. Cehennemi düşüneceğiz, cehennem içini ve cehennem üzerindeki sıratı düşüneceğiz!. Bu sırattan geçmemizin, bu sırattan geçebilmemi zin, dünyadaki amellerimizle doğrudan alakalı olduğunu anlayacağız. Bu anlayışla şu an ve yaşayacağımız her an, sırat Köprüsü üzerinde bulunduğumuzu idrak edeceğiz. Sırat köprüsü üzerindeki insanın korkusunu, dehşetini, teslimiyetini, tevekkülünü ve dikkatini, içinde bulunduğumuz dünya hayatında bu bilinçle yaşayacağız. Allah'tan korkmak, korkar gözükmek için değil, O'ndan korkulması gerektiği için korkacağız. Korkmanın, güzel bir haslet olduğunu bildiğimiz için değil, neden korkulacağını bildiğimiz için korkacağız!.
Reklam
67 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.