.... demokratik ülkelerde parlementerlerin söz ve fiille işledikleri suçların birçok kısmı nazari itibara alınmamaktadır. Meselâ Mısır (511) anayasası bir parlamento üyesinin, senato ve meclisde yazı veya sözlü suçlardan mesul addetmemektedr. Bundan maksat, parlamento üyelerinin çekinmeden mecliste veya senatoda vekillik görevlerini yapabilmeleridir. Ancak tarafsız bir görüşle baktığımızda böyle bir hürriyetin eşitlik prensibini zedelediğini görürüz. Devletin işlerini tedvir eden ve parlamento dışında, kalan daha sayısız vazifeleliler vardır. Onlar madem ki devlet işlerini görüyorlar, öyleyse onlar da bu haklardan istifade etmelidirler. Aksi müsavatsızlık olur. Siyasilerden başka memleket meseleleriyle uğraşan daha bir yığın insan vardır. Onlara neden rahat vazife görmeleri için dokunulmazlık hakki tanınmıyor?