Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam Davetçisinin Vasıfları ve Davetinin Önündeki Engeller

Muhammed B. Salih El-Useymîn

İslam Davetçisinin Vasıfları ve Davetinin Önündeki Engeller Gönderileri

İslam Davetçisinin Vasıfları ve Davetinin Önündeki Engeller kitaplarını, İslam Davetçisinin Vasıfları ve Davetinin Önündeki Engeller sözleri ve alıntılarını, İslam Davetçisinin Vasıfları ve Davetinin Önündeki Engeller yazarlarını, İslam Davetçisinin Vasıfları ve Davetinin Önündeki Engeller yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Davet; okunan bir ayettir. Rivayet edilen bir hadis, öğretilen bir ders, yazılan bir kitap, okunan bir hutbe, etkili bir vaaz, yayınlanan bir dergi, hazırlanmış bir program, yönlendirici bir nasihat, okunan bir zikir, infak edilen helal bir mal, yaygınlaştırılan bir ilimdir. iyiliğe çağrı ve kötülükten sakındırmadır. komşulara ikramda bulunma, fakir ve yoksulları gözetmedir. Hak ve hayır yollarında girişim ve yarıştır.
Sayfa 157Kitabı okudu
Ebu said El-Hudri (radıyallahu anh) rivayetlerine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Sizden biriniz hakkı gördüğü veya şahit olduğunda; insanların korkusu, onun hakkı söylemesine asla engel olmasın. Çünkü onun hakkı söylemesi veya önemli bir meseleyi hatırlatması ne eceline yaklaştırır ne de rızkından uzaklaştırır." Müsned-i Ahmed: 11048
Reklam
İbrahim bin said El-Cevheri diyor ki: "Bana Bişr bin Münzir haber verdi: Ben El - Evzai 'yi Allah korkusundan kör olmuş gibi gördüm. Geceyi namazla, Kur'an okumakla ve ağlamakla geçirirdi. Annesi onun yanına gidip namaz kıldığı yere baktığında geceleyin döktüğü gözyaşlarıyla namaz kıldığı yerin ıslandığını görürdü."
Sayfa 122Kitabı okudu
İbn Receb güzel konuşmanın önemini vurgulayarak şöyle söyler; İnsanlara öğüt verirken ve tavsiyelerde bulunurken güzel ve edebi konuşmak, İslam alimleri tarafından güzel karşılanmıştır. Çünkü bu şekilde kalpleri İslam'a kazandırmak ve insanların dikkatini İslam'a çekmek amaçlanmaktadır. Zaten güzel konuşmak (belagat), amaçlanan anlamların anlaşılmasını sağlamak, böylece kulağa daha hoş gelen ve kalpleri etkileyen sözler kullanarak dinleyicilerin kalplerini kazanmaktadır. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) de bu yüzden konuşmalarını uzatmaz, kısa keser; daima az ve öz konuşurdu.
Şair sabır konusunda şöyle söyler: Sabrın, adı gibi tadı da acıdır Fakat sonuçları baldan tatlıdır.
Kendi kötülüğünü mazur görürsün: Başkalarının özrünü bile kabul etmezsin. Başkasının gözündeki çöpü görürsün Kendi gözündeki kocaman dalı bile görmezsin. Nasıl!? Arkadaşının gözündeki çöpü görüyorsun. Fakat iki gözündeki kocaman dalları görmüyorsun.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Din, meydan okuma, bükülmez kılıç ve savaşçıdır. Şer ve şerlileri bozguna uğratır. Din, Rabbinin kanunuyla hükmetme, adaletle kıyamdır. Zulüm ve zorba asla değil.
Zeyd bin Ali (r.a.) ise oğluna nasihatinde: - Ey yavrucuğum! Sana fayda vermeyen şeyleri terk edip faydalı olana yönel. Zira fayda vermeyeni terk etmen fayda verene yönelmene bir basamaktır. Bil ki, yapıp hazırladığını sunabilirsin hazırlamadığını değil. O halde ahirette karşılığını sevap olarak bulacağın amel ve hizmetleri seç. Dünyada da ahirette de karşılaşmayacağın tul-i emelleri terk et.
Rabi'bin Huseym Allah korkusundan o kadar çok ağlardı ki sakalı ıslanırdı. Buna rağmen "Biz öyle insanlar gördük ki; bizlerin yaptıkları ameller onların yaptıkları yanında hırsızların çaldıkları şey mesabesindedir." derdi"
Es-Sırrı Es-sakati diyor ki; Şimdiye kadar; kişinin kendisini tanıyıp bilmemesi bir de gözünü başkalarının ayıp ve eksiklerine dikmelerinden daha kötü ve daha büyük bir şey görmedim. Zira bunlardan daha çok, amelleri boşa çıkaran, kalpleri bozan, kulun helak olmasını kolaylaştıran,çabuklaştıran, hüzün ve kederleri sürekli kılan, kin ve nefrete en yakın olan, riya,kendini beğenme ve liderlik sevdasıyla iç içe olan bir şey yoktur. Kalplerin nefreti üç şey ile olur: Dil sürçmesi (sürçe-i li- san), affedilmez yanılgı ve şüphe
Reklam
İbn-ul-Cevzi diyor ki; Bir şeyi istemekteki sadakat ve samimiyet bir lamba gibidir. Nerede bulunursa bulunsun yolunu aydınlatır. Tökezleyip sapanlar ancak samimi olmayanlardır.
Bir gün En-Nisabet-ül Bekri, Ravbetrül-Accac'a sordu: şahsiyet düşmanları kimlerdir? Ravbetrül-Accac: - Siz açıklayın Efendim! En-Nisabe: Kötülüğün amca çocuklarıdır. Şöyle ki; bir iyilik ve güzellik gördüklerinde gizlerler, bir kötülük gördüklerinde ise yayıp ilan ederler.
Güzel bir söz vardır: ağıt yakmak için kiralanan kadın, ciğeri yanmış bir ana gibi olabilir mi ?
İbn-ul kayyım (r.a)
Bir yere bir maddeyi koymak için o yerin boş olması yada boşaltılması gerekir. Maddelerde müşahede ettiğimiz bu kanun, manalarda da aynıdır. Şöyle ki; sapık ve sahte düşünce ve sevgilerle dolu olan bir kalpte hak ve gerçek olan inanç ve aşklara yer kalmaz. Boş ve faydasız konuşmalarla meşgul olan bir dil aynı zamanda önemli ve değerli konuşmalar yapabilir mi? Hayır, asla!. Hakkı konuşmanın imkanı batılı terk etmekle olur. Bütün uzuvlarda da durum aynıdır. Hem Allah (c.c.)'a isyan hem de itaat bir arada olmaz. Bunlar vesilesiyle anlamış oluruz ki; bir kimse, kesinlikle ortak kabul etmeyen Allah-u Teâlâ'yı sevmek istiyorsa kalbinden "Başkalar"ını atması şarttır. Yine Allah (c.c)'ye itaat ve ibadet etmek istiyorsa isyan ve uyuşukluğu terk etmesi lazımdır.
72 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.